Monday, June 30, 2008
KUŞ MİSALİ İŞTE









Tarık Tufan, kitabına isim verirken demiş ya hani "Ve sen kuş olur gidersin"
Öyle birşey işte...

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤12:25 AM   4 comments
Saturday, June 28, 2008
YALNIZLIK YAĞIYOR ÜZERİMİZE


Şemsiye yapımcıları
ıslanmaktan
tek kişiyi koruyacak
genişlikte
kesince kumaşları
yağmur değil
yalnızlıktır yağan

(Sunay Akın)

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤12:30 AM   4 comments
Friday, June 27, 2008
HAYIRLI CUMALAR

Salih Mürri: “Bir kimse kapıyı ısrarla çalarsa bu kapının açılıvermesi umulur”

Rabiatü’l-Adeviyye: “Bu kapı ne zaman kapandı ki açılması söz konusu olsun?”


CUMANIZ MÜBAREK OLSUN…

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤12:16 PM   2 comments
Wednesday, June 25, 2008
FATOŞUMUN GÖZÜNDEN

işte o an fatoş.Islanmış insancıklar nerdeler:))

Bu güzel bir andı işte.Benim eskimeyen hayallerimden biridir bu kare.


Hani eski bir şarkı vardı."Şimdi uzaklardasın, hayallerdesin". Bana bunu hatırlattı.Sen bilirsin eskileri.Gerçi senin bilmediğin bişey yok ama:))

Aynı kareyi yakalamışız ikimizde.Aynı halası ne güzel poz vermiş demi:)

İşte bu iğrenççççççç bişey fatoş:)).Bu kadar yakına nasıl gidebildiysen.Ben olsam çekemezdim.Gülşeni düşünemiyorum oda kıyameti koparırdı:))Iyyyyy yani ıyyyyyyyyy fatoş


" habu akan dereler denizlere dolacak, söylesene guzelum sonumuz ne olacak"
:)
bide hemoşumuzun bir dere şarkısı vardı hatırlıyon mu?.O daha güzel ama yazmayayım onu iyisimi:))
teşekkürler fatoşum fotoğraflar için.Harikasın sen.Hepsi çok güzeldi.Seninle olmak daha bir güzeldi.Eskilerden kim kaldı ki, senle benden başka:)))
Selma, burda kıskanırsan amacıma ulaşacam.Hadi göreyim seni:)

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤1:24 PM   23 comments
Monday, June 23, 2008
KARAGÖL OLDU KARAGÜN ;)



hoşçakalınnnnnnnnnnnnnnnnnn


































Gülşen bağırma.Altı üstü biraz su yutardık:)










Fatoşum bunu unutma, bir gün hatırlatacam:)



Zeyno sende bunu unutma.Altı üstü bir dumanlı çay istedik:)

























Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤12:07 PM   2 comments
Saturday, June 21, 2008
KUR'AN ZİYAFETİ
Peygamberimiz(sav), Kuran-ı güzel okuyanlardan dinlemeyi çok severmiş. Zaman zaman Abdullah b. Mesud'a seslenir, onun Kur'an okumasını istermiş.Peygamberimiz bile başkasından dinlemeyi, hele ki güzel okuyan birisinden dinlemeyi çok severmiş.Ne kadar güzel ve ne kadar anlamlı değil mi?

Hepimiz ziyafet sofralarında bulunmuşuzdur.Türlü türlü yemekler, binbir çeşit yiyecekler, güzel sofralar, daha neler neler.Ama bu başka bir ziyafet.Kaçımız ya da kaç kere Kuran ziyafetine şahit olmuşuzdur ki? En azından bu konuda kendimi şanslı sayıyorum.Böyle bir sofrada bulunma şansını, kısmetini yakaladığım için, nasip olduğu için şükür borçluyum.

Bunun lezzetini anlatılması tarifi zor olanlardan.Yediğiniz, içtiğiniz hiçbirşeye benzemiyor.En sevdiğiniz yemekten, en hoşlandığınız içecekten daha lezzetli, gittiğiniz en güzel yerlerden daha keyifli.

Kulaklarınızın pası siliniyor.

Hayretler içinde kalıyorsunuz.

Misal ben bi ara “ne nefes varmış” demişim, Fatihayı hiç nefes almadan okuduğunu görünce.

Sanki böyle ciğerlerinden ciğerlerinden okuyor.Ağzı kapalı bazı zamanlar bu ses nerden geliyor, bu kadar gür sesi bağırmadan nasıl çıkarabiliyor şaşırıveriyorsunuz.

Hayran kalıyorsunuz.

İmreniyorsunuz.

Ne güzel diyorsunuz, harika diyorsunuz, çok güzel diyorsunuz.

İşte bir sürü bir şey dedim içimden, dışımdan.

İnş başka bir zamanda, başka bir mekanda tekrar dinleme şansına şahit olurum dedim en son galiba.Tekrar diliyor ve diyorum bunu.İnş tekrarı olur bunun.

Allah razı olsun ne diyelim.

Güzelden de öte bir şeydi.






Dünya birincisi Güney Afrikalı hafız Abdurrahman Sadien,

Dünya birincisi İranlı hafız Muhammed Hüseyin Sadien

Dünya birincisi Mısırlı hafız Memduh Cude Saad,

Allah razı olsun.

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤1:04 PM   2 comments
Friday, June 20, 2008
HAYIRLI CUMALAR

Merhametli ve vefakar iyileştirici olduğun için bütün hastalıklarımız, acılarımız ve sıkıntılarımız için tedavi ve ferahlık ver.

Seni tesbih ederiz ey Şafi.

(her güne bir dua)

Komşumuz Yazıhane sahibi Faruk Yazıcı’ya burdan da, her şeyin ve herkesin sahibinden acil şifalar diliyorum duayla.Geçmiş olsun Faruk, yeni yazılarını bekliyoruz Faruk.Dönmeni bekliyoruz, aramıza dönmeni.Hatırla bak ne demiştin Yazıhane'de yazarken.Hatırla ve unutma, "Şimdi olan şimdi değil tanrım. Buraya kadar değil yolumuz. Şimdi ışıklar kapanınca yani, açılacak yeniden. Yolumuz buraya kadar değil. "
Hoşgeldin diyeceğimiz günü bekliyoruz.Geçmiş olsun Faruk.Geçmiş olsun Yazıhane.


CUMANIZ MÜBAREK OLSUN…

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤12:09 PM   0 comments
Tuesday, June 17, 2008
HAYAT DEVAM EDİYOR
“Hattat biliyorsun değil mi göz yaşından daha fazla hiçbir şey temizleyici ve arıtıcı değildir.” Nazan Bekiroğlu ne de güzel söylüyor.Böyle başlayalım dedim yepyeni bir yazıya, yeni bir soluk ve bismillah ile.

Hayat su gibi akıp gidiyor işte.

Kendime çay ikram ettim ama sizinkileri unuttum dağıtmayı.Kazım bey, tabiki ne demek buyrun:)

Bir kekin lafımı olur.Kek börek ne isterseniz artık.Afiyet olsun.

Hepinize ikram edeceğim çok şey var aslında.



Dut mu istersiniz,


Çilek mi,


Kiraz mı,



Karışık meyvelerimizde bulunur. Manava döndü burası:)



Hemoşumuzu evlendirdik.Daha alışamadık gidişine, bizden uzakta olmasına.Bütün teknolojik aletler buluşturmaya çalışsa da o bize bakmayınca, biz onla göz göze gelmeyince, cümlelerimiz birbirine karışmadıkça, ellerimiz kavuşmadıkça, dokunmayınca, sevgi dolu gülüşlerimiz, tebessümlerimiz olmayınca hiçbirşey eskisi gibi olmuyor.Duamız odur ki dostluğumuz mesafelere yenilmez.Özledik seni, hep özlüyoruz.Yaşadığımız her şey çok güzeldi.Düğünde güzeldi, sen daha bir güzeldin:)

Fatoşumuzun doğum gününü yaptık.Güzel bir süprizdi ama demi fatoşum:)Bende isterim demeyecem siz çok fenasınız:)İyki doğdun iyki varsın fatoşum, annene selam:)



Yediğimiz içtiğimiz böyle işte.Gezdik tozduk arada.Bulutlar üzerimizden geçti, biz bulutların altından.


Bakakaldık kimi zaman öylesine, hayranlıkla, dalmışken hayatın keşmekeşine, nefes alırcasına…

Baktık durduk uzaklara, kimin kalbinden neyin geçtiğini bilmeden, sormadan…



Güzeller içinde bir güzellik bana bakıyor,



Seyreyle gönül seyreyle…



Uzansan dokunacakmış gibi, nefes alıp vermek gibi…



Kar akıyor, güneş altında.Çok sıcakta serinlemiş, çok soğukta ısınmış gibi.



Güneş batıyor, gün geceye kavuşuyor, gece kendine, karanlığına…




Hayat hâlâ su gibi akıp gidiyor.Bizleri ne zaman neyin beklediğini bilmeden gidip duruyoruz.



Bazen karşımıza bir dağ, hatta bir çok dağ çıkıyor,



Sonra neyle karşılaşacağımızı bilmeden yola devam ediyoruz tekrar.Hayat böyle bir şey zaten değil mi?


İnşaAllah yolunuz hep düzlüğe ve yeşilliğe çıkar en nihayetinde.

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤11:04 AM   5 comments

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1