Wednesday, January 23, 2008
BİR GÜZEL HİKAYE
Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş.Ona nasıl davranması gerektiğinden emin değilmiş.

Bu durumu konuşmak için aile doktorunu aramış; doktor, adama karısını ne kadarduyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş.

'Yapacağın şey şu, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla birşeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla'

O akşam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş.40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş

'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Cevap yok

Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış 'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Gene cevap yok

Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Hala cevap yok

Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

Gene cevap alamamış.

Bu sefer karşısına iyice yaklaşmış ve aynı soruyu tekrar sormuş 'Hayatım bu akşam yemekte ne var?'

'Hayatım beşinci kez söylüyorum, Tavuk'



Hikayenin ana fikri:
Belki de genelde düşündüğümüz gibi problem daima karşımızdaki kişilerde olmayabilir. Problemlerin sebebini birazda kendimizde aramalıyız.

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤6:07 PM   4 comments
Sunday, January 06, 2008
HİÇ DÜŞÜNMEDEN
...her gün güneş doğar bu gezegene, bazen daha farklı,bazen her günkü gibi .Kimi zaman bulutların arasından sıyrılır gelir, kimi zaman yağmurdan sonra rengarenk haliyle, kimi zaman olduğu gibi, kendi gibi, güneş gibi.


...bir ışık hüzmesindedir çoğu zaman güzelliği.Örtmeye çalışsalarda bulutlar, bir ışığı yeter, bir parlayışı, ışıldayışı, parıldayışı...

...kimi zaman bulut olmak ister insan.Gitmek, uzaklara, çok uzaklara, yükselmek, kimsenin ulaşamayacağı, erişemeyeceği kadar yükseklere çıkmak ister.Sıyrılmak herşeyden, herkesten ve kendinden kaçmak.

...imkansızdır oysa kendinden gitmek.Nereye gidersen git kendini, yüreğini ve biriktirdiklerini götürürsün.Dağları, tepeleri aşarken, taşlara basarken sadece heybendekini taşırsın farkında olmadan.Ardında bıraktığını sanırken herşey orada duruyordur.Taki sen görene dek...


...sonra çok yükseklerden geçersin, hayal edemeyeceğin kadar yükseklerden.Arkana baktığında yürüdüğün adımlardan, ayak izlerinden başka birşey kalmamıştır.Sen izlerini bile yok etmek isterken bu bile yürümene, gitmene, uçmana ağır gelir artık.


...bir bulut nazeniyle dolanırken dağ tepe, gittiğin yolları geri gelme endişesi düşer süveydana.Herşeyi geri bırakarak düşmüştün oysa.Kendini bile feda etmişken, ruhunu bir ağacın dalına asmışken bu geri dönüş de nerden çıkmıştı?Başka hazineler aramaktı umudun, başka kefişler keşfetmekti.Önüne bakmadan hep uzaklara dalarak, hep uzaklarda arayarak çıkılan bir yolculuktu bu.Ya şimdi?


...zaman geri dönüş zamandıydı.Bütün saatler buna kilitlenmişti artık.Kum saatinden akıp giden kumlardan kalan sadece bir kaç toz zerresiydi.Aklında asılı duran o sorulara verilecek cevap hazırdı artık...


...dönmek, gitmek kadar kolay olmasa gerekti.Ama güzeldi dönmek, güzeldi geri gelmek, geri gelebilmek.Bir dağ yamacından geçerken bir çiçek bekliyordu artık, bir filiz, bir umut.Zorluklarla dönülen bu dönüş yolunda sarılar, yeşiller, maviler bekliyordu artık.

...yollar vardır, uzayıp giden uzaklara.Yollar vardır götürmek isteyen başka diyarlara.Yollar vardır birbirine, başka yollara bağlayan.Yollar vardır hayal edilen, gidilesi, dönülesi yollar.Bütün bunların ötesinde ve ötekisinde öyle bir yol vardır ki, yıkılması o kadar kolay iken kurulması zorluğun ta kendisidir.Bütün yollar gidilebilir, bütün yollara çıkılabilir ve bütün yollardan dönülebilir ve bütün yollara köprü kurulabilir ama en önemli yolumuz kalp yolumuz değil midir?Kuracağımız köprüler kalpten kalbe kuracağımız köprüler değil midir?Kurulması bu kadar zor iken yıkılmasına gösterdiğimiz bu kolaylık niye?Bu tanıdığımız tolerans niye?Bir daha, bir daha ve binlerce defa düşünmemiz gereken yollarda kaybolmayalım.
...nereye gidersek gidelim yine götüreceğimiz kendi yüreğimiz değil midir?Başka diyarlarda arıyoruz hep , başka diyarlarda bekliyoruz, başka istasyonlardan trenleri bekliyoruz, önümüzde duran gülleri ezdiğimizi hiç farketmeden...
...nereye gidersek gidelim dönüşümüz hep kendimize değil midir?

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤1:35 PM   5 comments

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1