Wednesday, June 25, 2008 |
FATOŞUMUN GÖZÜNDEN |
işte o an fatoş.Islanmış insancıklar nerdeler:))
Bu güzel bir andı işte.Benim eskimeyen hayallerimden biridir bu kare. Hani eski bir şarkı vardı."Şimdi uzaklardasın, hayallerdesin". Bana bunu hatırlattı.Sen bilirsin eskileri.Gerçi senin bilmediğin bişey yok ama:)) Aynı kareyi yakalamışız ikimizde.Aynı halası ne güzel poz vermiş demi:)
İşte bu iğrenççççççç bişey fatoş:)).Bu kadar yakına nasıl gidebildiysen.Ben olsam çekemezdim.Gülşeni düşünemiyorum oda kıyameti koparırdı:))Iyyyyy yani ıyyyyyyyyy fatoş
" habu akan dereler denizlere dolacak, söylesene guzelum sonumuz ne olacak" :) bide hemoşumuzun bir dere şarkısı vardı hatırlıyon mu?.O daha güzel ama yazmayayım onu iyisimi:)) teşekkürler fatoşum fotoğraflar için.Harikasın sen.Hepsi çok güzeldi.Seninle olmak daha bir güzeldi.Eskilerden kim kaldı ki, senle benden başka:))) Selma, burda kıskanırsan amacıma ulaşacam.Hadi göreyim seni:) Labels: amman sendeeee labelmisin nesin |
posted by suveyda @ Permalink ¤1:24 PM |
|
23 Comments: |
-
kahvemin kokusuna, sigaramın dumanına karışır sesin...seslensen duyamam seni sus yolunda...ama okurum mutluluğunu ve hüznünü...yanında değilsem, arkandayımdır. tut elimi ve bırakma...
-
DEĞERLERİN DEĞERİ
Bazı kimseler vardır hayatımızda, hep yanımızda yöremizdedirler.. Hep kuşatırlar bizi.. Güneş gibi ısıtır-ışıtırlar kocaman yürekleriyle hep.. Ama hiç fark etmeyiz onları.. Tıpkı güneşin doğuşu gibi.. Nefes aldığımız hava gibi.. Ekmek gibi, su gibi, hiç fark etmeyiz, alışmışızdır.. Ama bir gün.. Bir şekilde kaybederiz onları.. Giderler bizden, hiç dönmemecesine.. İşte o zaman dank eder yüreğimize yoklukları, kalırız bir başımıza.. Karanlıklardayızdır.. Aç, susuz, nefessisizdir, üşür yüreklerimiz.. Fark etmişizdir, ama ne fayda.. "Ol mahiler ki, derya içredir, deryayı bilmezler.." Bakın etrafınıza.. Varsa sizlerin de böyle güneşleri, uçsuz bucaksız deryaları, kıymetlerini bilin vakit varken.. Henüz sizdeyken onlar.. Yoksa ebedi bir yürek sızısıyla taşıyamazsınız bu ağırlığı... Lütfen Bakın Etrafınıza ve Sahip olduğunuz; Değerlerinizin değerini bilin...
Selam ve Dua ile... Allah'a emanet olunuz...
-
"O" vardı hayatımda, hep yanımda yöremdeydi.. Hep kuşatırdı beni.. Güneş gibi ısıtır-ışıtırdı kocaman yüreğiyle hep... farkındaydım "O"nun... Güneşimdi.. Nefesimdi... Ekmek gibi, su gibi, ihtiyacımdı.. "O" Babamdı... Ama kısacık bi zaman önce.. Birden, bi şekilde kaybettim "O"nu... Gitti benden, hiç dönmemecesine.. kayboldum, yokoldum ben de yokluğuyla... kaldım bi başıma.. Karanlıklardayım artık.. Aç, susuz, nefessizim, üşüyor ellerim, yüreğim.... Hep farkındaydım,ama ne fayda... belki; "Ol mahiler ki, derya içredir, deryayı bilmezler.." kıstasıyla siz siz olun bakın etrafınıza.. Varsa sizlerin de böyle güneşleri, uçsuz bucaksız deryaları, kıymetlerini bilin vakit varken.. Henüz sizdeyken onlar.. Yoksa ebedi bir yürek sızısıyla taşıyamazsınız bu ağırlığı...ölürsünüz ölümleriyle... Lütfen Bakın Etrafınıza ve Sahip olduğunuz değerlerinizin değerini bilin...
bir yüreğin kırık dökük yansıması...teşekkürler mehmetabi...
-
medusa, bu ne mutluluk bilemezsin medusam. hep aklımda hep aramanı beklerken, bir ses, bir nefes bırakmanı beklerken duymak ne güzel bir duygudur bilemezsin. bana ulaş lütfen.Bişey yap ulaş.Sana ulaşmam için bir yol ver yada.
mehmet bey, keşke bilebilsek mehmet bey keşke. ne oluyorsa yapamıyoruz işte. bilmiyorum düzen mi böyle, hayatın kanunu mu böyle, yoksa biz mi böyleyiz.Hiçbirşey bilmiyorum ama uzun ayrılıklar, kavuşulamaz ayrılıklar yaşamadan önce kısa ayrılıklar yaşasak bunu anlasak, yüreğimizle bunu duysak belkide böyle olmayız.Bilmiyorum ki...
medusam, başım ellerimin arasında, ekrana bakıyorum sana bakar gibi, seni duyar gibi. anla halimi. unutma, seninde halini anlamak istiyorum.
-
Halimi anlatmaya yetmez ahvalim,acımı cümlelere dönüştürmeye yetmez bütün kelimeler gelse de bi araya...jabunum...hem yaşam hem ölüm yorgunuyum...
-
ÖLÜM GERÇEĞİ
Kur'anı Kerim'de "Her nefis ölümü tadacaktır"buyurulur. Bu âyetteki genel hükümden hareketle denilmiştir ki; "Nevi insânî bir nefistir; dirilmek üzere ölecek. Ve kürei arz dahi bir nefistir; bâki bir sûrete girmek için o da ölecek. Dünya dahi bir nefistir; âhiret suretine girmek için o da ölecek." Ölümün peçesi gerçi karanlıktır, siyahtır, çirkindir. Fakat mü'min için asıl siması nuranîdir, güzeldir. Bu yüzden ölüme korkarak değil, belki bir cihetle müştakâne bakar. Çünkü ölüm, hayat vazifesinden bir terhistir. Bir paydos, bir mekan ve bir vücut değiştirmedir. Bakî ve ebedî bir hayat için davettir. Bir başlangıç, sonsuz bir hayatın ilk adımıdır. Nasıl ki, insanın dünya hayatına gelmesi bir yaratma ve takdir etmenin sonucudur; dünyadan ayrılması da yine bir yaratma ve takdir ile gerçekleşir. Bu hakikati, hayat basamaklarının en aşağısında bulunan bitkileri örnek vererek açıklayalım; Herhangi bir bitkinin ölümü, tıpkı yaşamı gibi büyük bir olaydır aslında. Zira görünürde bir meyvenin veya çekirdeğinin ölümü, bir çok kimyevî işlemlerin gerçekleşmesine, adeta bir hamur misâli yerin altında yoğrularak yeni bir hayatın şekillendirilmesine başlangıç teşkil eder. Dolayısıyla çekirdeğin yerin altına girip ölmesi demek, yeni bir hayatın başlangıcı anlamını taşır. İşte, hayat tabakalarının en aşağısında olan bitkilerin ölümü böyle mükemmel bir sonucu doğuruyorken, en üst tabakada hayat süren insanın ölümle yok olup gitmesi elbette düşünülemez. Yer altına giren bir tohumun bahar mevsiminde sümbüllenmesi gibi, kabre konulan insan, mahşer baharında sonsuz bir hayata mazhar olacaktır. Ölüm insanın ruhuyla değil, asıl cesediyle alakalıdır. Cesed dağılıp, yok olurken, ruh baki kalır. Cesed ruha dayanır, ayakta kalır. Ruh ise bizâtihi kâimdir. Cesed harab olursa daha ziyâde serbest olur, melek gibi göğe uçar.
Medusa kardeşime sabır dilerim. Merhum babasına ise rahmetle birlikte cenneti firdevse nail olmalarını Cenab-ı Haktan niyaz ederim.
-
ah jabunum ah ne diyeceğimi ne yazacağımı bilemez anların birindeyim.Keşkeyle başlayacak bir cümle kurmak istemiyorum.Nasıl olacak bilmiyorum ama acını paylaşmama izin ver.Bilmiyorumki aslında acılar paylaşılırmı.Yada yüreğine düşen ateşin ne kadarını alabilirim.Seni yaktığı kadarın ne kadarını söndürebilirim.Birşey sadece birşey yapabilsem.Ah jabunum ah.Hiç aklımdan çıkmadınığını bir bilebilsen de böyle afilli cümleler kurmak zorunda kalmasam.Damarlarından kan geçer gibi bişey geçsede anlatmak zorunda kalmasam.şaştım kaldım işte.Halimde budur işte jabunum ne kadar anlatabildiysem işte.
mehmet bey, budur belkide bize biraz rahatlık veren.Biraz da huzurumuzu kaçıran.Biraz sevindiren biraz korkutan. hayatı tepetaklak eden budur işte.sadece bu "her nefsin ölümü tadacak olması" sağolun varolun.
-
jabunum; susmam sabrettiğimi düşündürüyor herkese ama içimden katar katar geçiyor isyanlarım...çığlık çığlığa susuyorum...bana sabretmenin ne olduğunu, nasıl olduğunu, niye olduğunu anlatır mısın?
-
Bilindiği gibi; İman teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül ise saadet-i dareyni iktiza eder... Herşey kader ile takdir edilmiştir; Kısmetimize razı olmalıyız ki rahat edebilelim... Ve bilmeliyiz ki: Şunu unutmayalım ki: Kaderi tenkid eden başını örse vurar ve kırar...
-
Teslim olabilmek !
Dertler, acilar ve çaresizlikler.. Insan eli kolu bagli bir vaziyette Rabbi’ne teslim oldugunda, karanliklar aydinliga doner. Herseyin en iyisini bilen O’dur. Bizim gidecek baska kapimiz mi var?
Keske, Rabbimize her zaman nicinsiz ve nedensiz olarak teslim olabilsek... Onu bilip vicdanimizda O’nun irfanina erdikten sonra mukellef oldugumuz hususlar mevzuunda: “Nicin boyle oldu?”, “Neden bunlar hep benim basima geliyor?”, “Allah’im neydi gunahim!” demeden sadece ve sadece teslim olmamiz nispetinde O’na karsi Şukran borcumuzu eda edebilsek... Kapisinin sadik kullari olarak yüzümüzu kapisinin eşiginden ayirmayip “Rabbim gunahkar kulun kapina geldi.. Bahtina duştum..” deyip kendimizi O’nun Rahmet kollarina birakabilsek... Bir bırakabilsek... İnanın bütün problemlerimiz çözülecek... Selamlar
-
jabunum belki anlatamayabilirim, beceremem belkide.Sena var Jabunum.5 yaşında daha.Çok canım sıkkın olduğunda yanımda o olduğunda bana tebessüm ettirmesini biliyor.Sana sihir yapacam diyor mutlu olacaksın diyor.Üflüyor sonra Bişeyler yapıyor kendi çapında.Bilirsin işte çocukları.Sonra bi bakıyorum tebessüm ediyorum en dipte bir yerde olduğum halde.Şimdi diyorum, keşke sena gibi olabilsem, sonra yanında olabilsem, sonra tebessüm ettirebilsem, yüreğin tren rayları altında ezilmiş gibi hissederken, keşke seni ordan alabilsem.
çok yakın birini kaybettim jabunum.Konuşmayı unuturcasına sustum.Dilimden dökülen her kelime beni yoruyordu.Ağzından kerpetenle laf alıyoruz derlerdi de inanmazdım.Anlamazdım ne demek olduğunu.Sanırım böyle bişey dedim çok sonraları içimden.Üzüldüm elbet, ateşin yakabileceği kadar yandım.Biliyorum en çok ateş düştüğü yeri yakacaktır.Sonra jabunum bir bakmışım bunlar dökülmüş dilimden ve yüreğimden.(http://www.yeniasya.com.tr/2008/05/30/gorus/default.htm) sustum ve sadece dua ettim.Gerisi Rabbimin taktiri jabunum. Bu acı geçmeyecek,geçse daha çok acı çekersin.Sadece kabuk bağlamasını bekleyeceksin.O zaman daha az kanar.Ama kanaması hiç bitmez.Eğer O na sığınırsan, Eğer O ndan istersen, Eğer O nunla olursan , O kalbinden ve elinden tutacaktır jabunum.Sabretmenin ne demek olduğunu ancak böyle öğreneceksin.Keşke öğretilebilecek birşey olsaydıda öğretseydim.duamdasın jabunum, dualarımdasın, aklımdasın.Sende hep dualarla ol inş.
mehmet bey, inş O nun kapısına gidenlerden oluruz hep, hiç ayrılmamacasına.
-
mehmetabi, jabunum...yazılarınız aldı beni götürdü uzaklara...ruhum ayrı, gözlerim ayrı kuytularda...kör kuyularda merdivensiz kaldım...ağlıyorum...gücüm tükendi, gönlüm tükendi, gözyaşım, ruhum tükendi...tükendim...
-
jabunumsun sen benim. Allah kalbine ferahlık versin jabunum. inşirah jabunum inşirah. en çok sen biliyorsun bu kelimenin ne kadar değerli olduğunu.
-
Jabun? Jabunum? Ne demek ve ne manaya geldiğini açıklayabilir misiniz acaba? Selamlar
-
ah küçücük gemi.. dönmezsin bir daha geri delisin...
ah be yaa,nerden gördüm bu sayfayı gece gece... eski bir dostun acısına ortak olamadık.. hem yaşam hem ölüm yorgunu olmak..
sizi hep tebesümlerle hatırlarken fakat bu satırlar çok üzüntülü dostlar.. Allah sabır versin..gidenlerin mekanı cennet olur inşaAllah.. şunu itiraf etmem gerekir ki,sanalda da olsa sizler gibi dostları bulmak gerçekten de zormuş be..kulaklarınız çınlıyor mu hiç...
-
kim derdi bu kadar çabuk unutulacağım kim derdi bensizliğe bu kadar çabuk alışacaklar işde hayat bu olsamda olmasamda olsalarda olmasalarda hayat devam ediyo ilk bensiz geçen bi geziniz ve bu beni çok duygulandırdı bundan sonra ben sadece telde yanınızda olacam işde bu çok acı o güzel günler bir imzayla geride kaldı inanması çok zor ama öyle inşallah o imzadan biran önce sizde atarsınızda dağılırsınız bende burda aklımı oynatmam ahhhhh o güzel her dakkası anlamlı gerçek sevgi saygı huzur dolu günler keşke bi kuş olsaydımda bende orda olsaydım hem benim yaramazlıklarım olmadan siz nasıl tat aldınız aklım almıyo neyse duamın arkasındayım sizi çok gerçekden çok seviyorum sizin dostluğunuzu arkadaşlığınızı hiçbişeye değişemem Allah razı olsun hepinizden...
-
meraklı, bunu açıklamak biraz zor galiba.Çünkü anltılabilecek bir anlamı yok bizce.Demi jabunum. ona bir hitap şekli diyelim. ona bir köprü diyelim. bir bağ diyelim. ona bir bakış, bir duyuş diyelim. bir anlaşma, anlama diyelim. ben ve senin biz olması diyelim. ama anlatmayalım, anlatamam, anlatamıyorum, anlatılmaz zaten. jabunum seni seviyorum diyelim en son. oda beni seviyor ama. sesine ses olmaktı bide sanırım demi jabunum?
faruk boran, çınlıyor faruk çınlıyor. şu anda seninde çınladığı gibi.hey gidi günler demi.
anonymousmuş, hıh, telmiş.ne teli.tel mel anlamam.çabuk buraya gel yoksa hepimiz oraya gelecez.yeter bu kadar hasret.hem sende olsaydın yere kapaklanırdın geçen seferki gibi.Sana vermezler bu yerleri dedik ama dinleyen kim.seni seviyoruz güzel insan.Sende hep sev bizi.
-
meraklı, bunu açıklamak biraz zor galiba.Çünkü anltılabilecek bir anlamı yok bizce.Demi jabunum. ona bir hitap şekli diyelim. ona bir köprü diyelim. bir bağ diyelim. ona bir bakış, bir duyuş diyelim. bir anlaşma, anlama diyelim. ben ve senin biz olması diyelim. ama anlatmayalım, anlatamam, anlatamıyorum, anlatılmaz zaten. jabunum seni seviyorum diyelim en son. oda beni seviyor ama. sesine ses olmaktı bide sanırım demi jabunum?
faruk boran, çınlıyor faruk çınlıyor. şu anda seninde çınladığı gibi.hey gidi günler demi.
anonymousmuş, hıh, telmiş.ne teli.tel mel anlamam.çabuk buraya gel yoksa hepimiz oraya gelecez.yeter bu kadar hasret.hem sende olsaydın yere kapaklanırdın geçen seferki gibi.Sana vermezler bu yerleri dedik ama dinleyen kim.seni seviyoruz güzel insan.Sende hep sev bizi.
-
bu sayfa artık çok gerilerde kaldı.. zannetmiyorum ki birileri gelip iki sayfa gerilerden bu yorumları okur.. sende görürmüsün onu da bilmiyorum ya ,hoş..! ben arada sırada gelip bu sayfaya yorum bırakıp kaçarım..öyle kulak çınlamasıyla olmaz ki canım sende ama.. bu arada sende çok vefasızmışsın be suveyda..gebertecem seni : ) sevgiyle kal..ben kendimni unutturmam..uğrarım zaten yine
-
özlem; ne can yakıcıymış meğer... tek tek koparılan takvim yaprakları hiç mi alınmaz geriye? hiç mi acımaz şu aciz insana zaman? hayat kime hayat? yaşam kime adil? ... yeni tanıştık belkide ama kimbilir belki de hep vardın eşlik ediyordun sessiz ve sinsice belkide... şimdi şimdi anlıyorum kurnazca ayırdın beni belkide lime lime savurdun sevdiklerimi belkide... yalnızlığım; yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin. yalnızlığım; kanımsım,canımsın,sen benim çaresizliğimsin. yalnızlığım; bugünüm,yarınım, sen benim hüzünlerimsin yalnızlığım; tek bilebildiğim sen benim vazgeçilmezimsin...
-
insirah ne zamandır buraya bakıyorum ama yazacak birşey bulamıyorum..bu suveyda niye yazmıyor..ne biçim ev sahipliği bu ya.. iyisiniz inşaAllah..
-
ne yazayımki faruk boran. bakıyorum, okuyorum, yine bakıyorum, tekrar bakıyorum.gidiyorum en sonunda. yazacak çok şey var ama ıhhhh yazamıyorum. sen yaz ben okuyayım. olmazmı:) üstelik medusamıda çok özledim.:(
-
bu yıllar ne çabuk geçiyor suveyda ya.. benim hayatım hala aynı berbatlıkta... içimdeki şey nedir bilmiyorum ama , birgün çok fena dağıtacak ortalığı ... sen neelr yapıyorsun..,? evlendin mi diye soracam..sende açık yerde bu nasıl bir soru diye bana bağıracaksın.. amaan kim bakar taa temmuz kayıtlarına demi.. walla çok özlemişim sizi yaw... insirahtan hala haberin olmaması üzücü.. belki o da bakıp bakıp gidiyordur... çok yıllar geçti... düşünsene senin bu blog 10 yıl sonra da açık olacak.. ve bu fatoşunun gözünden bölümünde hala konuşacağız.. ne enteresan olur demi.. aman be benimki de laf mı ya, 10 yıl sonra kim öle kim kala... googledan suveyda diye aratıp bu bloga girmek acaip hoş haa..tabii sen bu tadı alamazsın tabi akıllım : ) bu arada senin gerçek ismin neydi ya.. hep içimde bi ukte kaldı bu haa
|
|
<< Home |
|
|
|
|
|
about me |
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin |
Udah Lewat |
|
Archives |
|
Dua |
Allah’ım,
Sana tutunuyorum,
Kimsenin yere atmasına izin verme beni.
(Sadi)
|
Martı |
“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!
|
Böyledir |
Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner |
Budur |
Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin |
Arkadaşlar |
|
Designed-By |
|
Credite |
|
|
kahvemin kokusuna, sigaramın dumanına karışır sesin...seslensen duyamam seni sus yolunda...ama okurum mutluluğunu ve hüznünü...yanında değilsem, arkandayımdır. tut elimi ve bırakma...