Saturday, May 03, 2008
SADECE MERAK
...insanoğlu öfkesine yenik düşünce kapkara tünele girmiş gibi oluyor nedense.Ama bunu çok sonra farkediyor.İşte o zaman, çok şey için geç oluyor.


Misal, çok sinirlendiniz.Öfkeniz limiti epey aşmış durumda.Misal diyorum.Böyle bir durumda ne yaparsınız?
Öfkenizin dışa vurumu nasıl oluyor yani?
O andaki tavrınız, davranışınız nasıl olur?
Sabredebiliyor musunuz mesela?
Ne yapıyorsunuz tam o anda?
Öfkenizin geçmesini mi bekliyorsunuz yoksa öfkeyle kalkıp zararla mı oturuyorsunuz?

Ne yapılması gerektiğini değil, ne yaptığınızı merak ediyorum?

Var mı cevap verecek olan şöyle açık açık?

Aman sabırla kalın yine de tabi ki, ne güzel sabredebilenlere.

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤2:43 PM  
9 Comments:
  • At 5:37 PM, Anonymous Anonymous said…

    Doğrusunu söyleyip foyamızı açığamı verelim yanii:))

     
  • At 11:46 PM, Anonymous Anonymous said…

    sessiz, durgun duruş, hep gibi. (:

     
  • At 11:46 PM, Blogger Gönül Pınarı said…

    Bu suale en açık yüreklilikle ve dürüstçe cevap verebileceğimi düşünerek yazmaya karar verdim. Belki zor bir sual ama, cevabı kolay bence.
    Öncelikle önleyici tedbirlerimi her zaman alırım. Yani öfkelenmemeye çalışırım. Çok defa da bunu başarırım. Ama " velev ki öfkelendim". İşte o zaman da sabır siperine sığınırım. Öfkem sabır katsayısını aşacak kadar kabarırsa, bu defa da tövbe istiğfar eder, sonra da öfke ortamından uzaklaşırım. Yürüyüşe çıkarım. Yürümek, öfkeyi yenmek için en güzel metoddur. Her adımda öfke kabarcıkları ayaklarımın altında ezilir ve zamanla yok olur.
    Başka da yaşacak bir şey kalmaz zaten.

     
  • At 3:53 PM, Blogger Kayhanoviç said…

    http://www.kayhanovic.com/yazi/format-atmak

    ( : cevabı burada saklı

     
  • At 11:49 PM, Anonymous Anonymous said…

    Cevaplıyoruum:Başkalarının öfkelendiğinde ki tavırlarını görüdüğümde onların nahoşluğu bana öz eleştiri yaptırıp kendime getiriyo.Acaba diyorum bendemi bukadar çirkinleşiyorum.Ama hakkımı yemiyeyim sabredebiliyorum.Çok fazla pişmanlıgım yok aslında.Dilerim bundan sonrada olmaz.SERTHEDİYE

     
  • At 3:09 PM, Blogger suveyda said…

    mehmet bey,
    e yani, ne olacaktı ya:))



    zifiri,
    sessiz kalmak karşı taraf için daha büyük ceza olsa gerek.Ama çok sinirlenince insan sessiz duramıyor ki.Ateş çıkıyor beyninden o bile ses yapıyor:))





    gönül pınarı,
    o ortamdan uzaklaşmayı tavsiye ediyorsunuz yani.
    sabredebiliyorsanız ne güzel.





    kayhan,

    her baba yiğidin harcı değil böyle pahallı sinirler kayhan:)
    sakız fiyatına olsada bende yapabilsem:)




    hediye,
    olmaz inş hediyem.
    ama o görüntüyü görebilmek ve o nahoşluğu anlamak özel bir yetenek olsa gerek.buda ancak sende olur:)heleki o çalışma ortamında.benden bir yıldız sana:)
    o konuştuğumuz hadisi buldum, bu olsa gerek.

    “öfkelendiğinizde ayaktaysanız oturun, oturuyorsanız yan üzerinize yatın, veyahut kalkıp abdest alın”



    ne güzel ya, siz ne sabırlı insanlarsınız böyle.utandım valla kendimden:)

     
  • At 10:40 AM, Blogger selma said…

    merabalar.ben çok sinirlenince susmayı denerim.susup bir köşede olayın biraz daha sakin bir hale gelmesini beklerim.tabi susamadığım anlar mutlaka olmuştur.o anı düşünmek bile istemiyorum.ama ben çok sinirli bir insan sayılmam.çoğu zaman olay nahoş bir duruma gelmesin diye önemsememeya çalışırım.tabi sinirlenince beyninden ateş çıkanlarda yok değil.eeeeeee gelelim abla sana.sen kendini ne zaman anlatacan.aslında beni sen seni de ben anlatmalıyım.nede olsa aynı evi paylaşıyoruz.bizi birbirimizden başka daha iyi bilen olmaz.

     
  • At 10:31 PM, Anonymous Anonymous said…

    Hmmm...
    Öyle anlaşılıyorki Selma sende çok sırlar var...
    Bir konuşsan yer yerinden oynar herhalde...
    Ablan kadrini ve kıymetini bilmeli...
    Ve sana sus payını iyi vermeli:)...

     
  • At 12:22 AM, Blogger suveyda said…

    selma,
    selma hanım biliyoruz çok sinirli olmadığını ama sen bana lafmı çarpıtıyon, ne oluyoz:)
    boşverrrr anlatmaya değmez:)




    mehmet bey,
    mehmet bey, selma konuşursa kendi yeride oynar.konuşamaz:)
    kadrini biliyoruz:)

     
Post a Comment
<< Home
 
 

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1