Thursday, March 26, 2009
AKŞAM KEYFİ
































Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤7:45 PM   2 comments
Monday, March 16, 2009
DAĞLARIN ARKASINDA KAR, ÖNÜNDEYSE AYRILIKLAR






















...ve umut
Bazen çok erken gelir umut, bazen çok geç, çok nadir tam zamanında.İşte bu yüzden zamana ve mekana sığmayan bir kavramdır umut.Her dem tazedir, her dem diridir.Hep vardır, hep olacaktır.Yapmamız gereken sadece onu farketmek.Umut etmek güzeldir.Güzel bişeydir.İyi bişeydir.
Hani diyorduk ya hep, umut etmeseydik buralara gelemezdik.Şimdiyse umudumuzu kaybetmemek için dua ediyoruz sessiz ve usulca.

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤1:38 PM   2 comments
Thursday, March 05, 2009
AYAĞINDA POTİNİLİ KIZA, KURBİŞE

Kestane kebap acale cevap , deseydin eğer daha erken gönderirdim cevabını kurbiş.Bir cevap beklemediğini umarak yazdığını düşünsem de, bana cevap hakkı doğdu, bu hakkımı da sonuna kadar kullanmak istiyorum.Bir nevi gün doğdu bana.

Yazdıklarını okurken inan bende çok acıdım bu kıza.Amma dokunaklı yazmışsın.Hem güldüm hem ağladım. Bunu başarabilen nadir insanlardan birisin kıymetini bil.Zaten hayat bir serdar ortaçı birde beni yoruyor.Bu sıralar sera
bıda yormaya başladı ama oda geçecek.Ne geçmiyor ki, ne üzüntüler kalıcı, ne sevinçler.Hepsi geçiyor, yenileri geliyor.Tam bitti zannederken bir yenisi daha.

Hani çikolata alınca alana fazla düşer kuralınca birimiz hep fazlasını yerdik ya Selma, ben almamış olsam bile hızlı hızlı yer seninkinden isterdim.Bak göz hakkı var, öbür dünyada altından kalkamazsın, vermezsen kötü olur bin türlü bişey uydururdum alırdım ya.Sende nasıl akıl ettiysen artık yemesende yalamaya başladın yediklerini, nasıl olsa istemem, yemem diye.Çok zekiceydi bu, o zaman da taktir etmiştim seni, buradan da taktir edeyim.Bak gördün mü cümleyi bağlayamıyorum.Yazarlığın bittiği an.Aynı bardaktan çay da içmedik seninle, kola da, su da.Bazen su isteyince sırf içtiğini içirebilmek için getirirken içtiğini de görmedim sanma.Aynı tabaktan yemek de yemedik, o yaptığımız pastalarıda.Hoşlanmadım bir türlü bundan ama tabağımdakinin hepsini , bardağımın en dolu anını vermeye hazırım hep.Ne zor bağladım bilemezsin.Ablalar bunun içindir değil mi zaten.Hem senden önce dünyayı gördüm ben.Senin daha dünyadan haberin yoktu o zamanlar.Eminim senden daha çok dayak yemişimdir.Senin yüzünden yediklerimi hiç saymıyorum .Olsun ablayım ben, dayağıda en çok benim yemem hakkımdır zaten.Allah razı olsun çoğu zaman sustun yine, az dayaktan kurtarmadın beni.O da ben ağzını kapatıyordum, sus ağlama diyordum da susuyordun yoksa nerdeee.Ama ben herkese duyurmak için oturur kapının eşiğine inadına herkes duysun diye ağlardım.Ne de güzel başarırdım.

Hepsi çocuklukta kaldı değil mi?Şimdiyse kimse duymasın, kimse bilmesin diye içimize atıyoruz, köşe bucak kaçıyoruz.Gözyaşlarımızı ne kadar saklıyoruz herkesten ve her şeyden.Ne çok üzen, ne çok canımızı yakan şey var.Daha bir acımasız sanki dünya.Belki büyüdükte ancak fark ettik böyle olduğunu.Tam buraya Kutsi den “ağlama kalbim büyüdün artık, hiç kendini yorma / zorlama kalbim daha çok çekecen , şu yalan dünyada” şarkısını verebilirsin.Güzel fon müziği olurdu .Sende muhakkak olur, müzik dükkanı gibi kızsın maşallah.Olmasa da sende alternatif çok, malum ben yapamam.

Seni getirmediğim makam kalmadı Selma ama bir dikiş tutturamadın gitti.Menejerim oldun, tamam dolgun bir ücretin yoktu, sigortan yoktu, yol parası vermedim ama gayretlerinden memnun kalmadım.Bazen işini iyi yaptın ama devamlılık yoktu.Çıraklıktan direk kalfalığa yükselttim, orda da ne senin yüzün güldü ne de benimkini güldürdün.Bu da yetmezmiş gibi, malzemeden çaldın, sermayeyi tükettin, işverene, yani bana zarar verdin.Yaz yaz bitmiyor.Kovulmak için her şeyi yapsanda seni kovmayacağım.Fenkşuya göre uygun bir yer bulacam sana.Biraz sabredersen nirvanaya varacaz ikimizde.

Sende aslında iyi bir kardeşsin.Bunları yazmak aslında tehlikeli.Söz uçar yazı kalır nede olsa.Açıp açıp ben iyi bir kardeşim diye gösterirsen halim fena olur benim.Battık batacağımız kadar zaten, buda bonusun olsun senin.Zaten beni o kadar şaşırttın ki bu sefer, bu kadar ince zeka ancak benim kardeşimde olur dedim yani.Sembolikte olsa en büyük hayallerimden birini gerçek kıldın.Bu benim için ne kadar önemli bilemezsin.Benim için ne ifade ettiğini tahmin bile edemezsin.Ama sen edersin ya, kimin kardeşisin.Teşekkür etmek istiyorum ama bu o kadar kuru ve basit kalacak ki.Başka söyleyebilecek bir kelimem olsaydı da onu söyleyebilseydim keşke.Daha güzel cümleler kurabilseydim de onları yazsaydım sana.Ne yazık ki yok.

Günler işte böyle hızlıca akıp geçiyor.Kimbilir neler yaşayacaz daha.Nelerle imtihan olacaz.Hangi sebeplerle karşı karşıya gelecez.O zaman hep hani köyde, kapımızın önünde oynadığımız oyunları düşün.Başka hiçbirşey düşünme.Ben hep öyle yapıyorum.O kadar dalmışız oyuna ki başımızı bile kaldıramıdığımız, annemizin çağırdığını duymadığımız anları.Biz kardeşiz ve hep öyle kalacağız.Hayattki hiçbirşey bunu değiştiremeyecektir.Herşeyi unut ama toz toprak olduğumuzu, ellerimizin çamurlandığını, ama o zamanların en temiz zamanlarımız olduğunu unutma.Heybemizde kardeşlik hatrına, altın değerinde taşıyabileceğimiz bundan daha güzel hazinemiz ne olabilir ki?Ne olursa olsun “ama o benim kardeşim” diyebilmek için ne sırtından indir bu yükü, ne de kalbinden çıkar.

Her şey iyi güzelde bide araba tutmasaydı ne güzel olacaktı Selma.İlaçları depo ettim, kutu kutu.Ön tarafı kapma rekortmeniyim zaten.Sen bu işi kıvıramadın gitti.Kendi hamlelerin güzel ama tek eksiğin düşmanın hamlelerini hesaplamaman.Önemli insanlar arkada oturur zaten, bence bu fikre sarıl.

Yıldızlar hakkaten başka parlıyor.Hele ki dün akşam daha bir başka parlıyordu değil mi?Bu arada günlükte sıra sende, yazki bende yazayım.Yazmazsan kutuna gidebilirsin.Bi de yetmiş milyon bizi izlerken sana siyah gömleğimi bir hafta giyme yetkisi veriyorum.İnş bu cümleyi hızlı geçersin ya da farketmezsin.Yalnız yetkini suistimal etmemeni kendi emellerin için kullanmamanı umuyorum.Bu da ne demekse artık.Bu konuyu hemen şuracıkta kapatıyoruz, hafızanı yeniliyorsun sen.Vıjıt vıjıtt

Hani gönül yarası filminde bir sahne vardı ya.Kadın dinlediği Kürtçe şarkıya ağlıyordu.Halbuki bilmiyordu o dili.O repliği hatırlıyorsun değil mi?Nasıl unutursun ki, bir ay boyunca evde o sahne oynadı senin sayende.Meryemle ne güzel yapıyordunuz.Kardeşlikte böyle bişey, ne olduğunu dahi bilmezsin bazen ama anlarsın birbirini.Çoğu zaman sadece bir bakış yeter.Uzun uzun anlatmaya gerek yoktur, bir kelime bile gereksizdir.Sadece bir bakış her şeyi anlatmaya yeterlidir.Bi de Meryem hani çok kar yağınca, evinin her tarafını kapatınca, bir mesaj atmıştı hatırlarsan.Her tarafta kar var ama hayat yine de güzel diye.Hayat yorsa da yine de güzel kurbiş.Sende bu hayatın içinde olunca daha bir güzel.Bazen uyumakla çekilmez kılsanda güzel.Unutmadan şunuda yazayım, o telefon sesini değiştir.Sabahın köründe insan öyle de uyandırılmaz ki.Ayağında potini var zengin mi sandın, destur artık kurbiş.

Bide umut iyi bişeydir red.Hatta en iyi şeydir.Bunuda unutma derim.Sahi o otel odasında ne yazıyordu hatırladın mı? İnsanın , dilinden, bırak dili, bakışından anlayan bir kardeşinin olması çok güzel bir duygu.Benden bakışlarını kaçırsanda gözlerim heryerde boşuna bu uğraşlar.Bide erken yatmasan varya ballı kaymaklı olacak. Hayat tüm azametiyle devam ediyor kurbiş ve yıldızlar bir başka parlıyor bu gece.


Velhasıl asıl sen iyki varsın kurbiş.Yoksa ben ikidebir kimi markete yollayacaktım, bana kim yardım edecekti.Hem kimle gülecektim o kadar ve kime küsecektim, kimle kavga edecektim.Bazen deli etsende özünde bir insansın.Doğum günü yapmaktan boyumun ölçüsünü aldım bu arada, artçı şoklar hala devam ediyor.Bide gül gibi bloğun var yinede benim bloğumda gözün var.Senin benim olan şeylerle bir alıp veremediğin var ama hadi hayırlısı.Şifreleride hangi arada verdiysem.İlaç mı kattın suyuma uyuttun beni?Hadi bunada bişey yok.Bitiremiyorum ben bu yazıyı kurbiş.En iyisi senin gibi hoşça kal demek galiba.Hoş kalalım öyleyse.Seninde yüreğin hep hoş olsun.Bu arada yüreğine sağlık. Hakkaten büyüdüm galiba, parmaklarım uzadı sanki.

Son bişey daha.İsimlerini tek tek saymayayım ama, nasılsa onlar kendilerini biliyorlar.Bana tebessüm ettiren o kağıtta yazan ve yazmayan herkese çok özel teşekkürler.Teşekkürden ötesini hakediyorsunuz ama şimdilik elimden geleni bu kadar.Allah yokluğunuzu göstermesin inş.Sizi seviyorum.Seni de seviyorum kurbiş.

EYVALLAH KURBİŞ...


(ABLAN)

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤8:16 PM   5 comments
Monday, March 02, 2009
SEVGİLİ ABLAMA(BİR YAZARIN HAYATI)

Biraz mektup gibi oldu bu ama hasretle ellerinden öperim diye devam etmiyecem tabi.Yanılıyorsun.Hemen aklından öyle bişey geçti dımı.Neyse konumuzun dışına çıkmadan sözlerime başlamak istiyorum.Gerçi şunu da düşünmüyor değilim iki kelimeyi bir araya getirip güzel bişey yazabilecek miyim onun da sıkıntısı var tabi.



İlk önce çocukluğuna inmek istiyorum.Tam olarak gününü kendileri de bilmemesine rağmen geçerli olan tarihe göre 01.03.1980 yılının soğuk kışında bir kız çocuğu dünyaya gelir.O akşam yıldızlar bir başka parlamıştır.Evin ilk kızı olması sebebiyle evde bir bayram havası vardır..Ta ki ben gelene kadar..İlkokula köyde başlayan bu sevimli yavrucak ilkokul 4 ten sonrasını metropolde okumaya başlamıştır diyecem ama yalan olacak.Sevimli ve küçük bir kasaba da eğitimine devam etmiştir.Kendileri gayet zeki bir öğrenci olup eğitim hayatını üstün başarıyla sonuçlandırmış ve üniversite hayatına adım atmıştır.Fakat hayat onu yoruyordur.İstemediği sebeplerden dolayı üniversite hayatına ikinci sınıfta nokta koymuştur.Ama okumak onun için hep bir uhde olarak kalmıştır.Okul hayatına nokta koyduktan sonra o sevimli kasabaya geri dönmüş ve hayatına devam etmeye çalışmıştır.Hayat onu asıl bundan sonra çok yormuştur.Hayalini kurduğu şeyleri gerçekleştirememiştir.Fakat kendisi çok azimli ve sosyal bir insandır.bundan sonra kendini yazılarına adamıştır.Yazarlık hayatına adım atmıştır.Her ne kadar benim gibi bir menejerden memnun olmasa da şikayetçi olsa da ben elimden geleni yapmış yazdığı yazıları çevremdeki insanlara okutturmuşumdur.hala daha bir ücret almamışımdır.karın tokluğuna bizimkisi işte.her neyse konu dağılmasın.Yazdığı yazıları bir arkadaşı çok beğenmiş ve bir gazeteye yazı yollamasını istemiştir.Gazete de beğenilince yazıları yayınlanmaya başlamış ve bu tatlı ve sevimli kız artık gerçek bir yazardır.Vatana ve millete hayırlı olsun.Ayrıca şunu da söylemeden geçemiyecem süper pastalar yapar.Bu biraz kadın programı gibi oldu ama olsun.demeden geçemedim.
Yazarlık hayatı dışında kendileri bana ablalık yapar.Çoğu zaman beni kızdırsa da istediklerimi yapmasa da iyi bir abla sayılır.vasatın altında değil yani.Bazen gerçekleri söylemek gerekir aslında o hep benim iyiliğimi düşünmüştür.Süprizlerle doludur ve ben, onun benim ablam olduğu için şanslı olduğumu düşünüyorum ki şanslıyım zaten.İnsanın derdini paylaşabileceği,sıkılınca eğlenebileceği ,sohbet edebileceği,beraber bir yerlere gidebileceği ve daha daha …. bir sürü şey yapabileceği,en önemlisi de kavga edebileceği bir ablasının olması çok güzel bir şey .ben onu her şeyiyle seviyorum.Belki bazen bunu ifade edemiyor olabilirim.Ama eminim ki oda benim sevgimden şüphe etmeyecek kadar iyi tanıyordur beni.İyi ki varsın.İyi ki doğdun.Ömrün hep güzelliklerle dolu olsun..Artık mümkünse hayat seni yormasın.Biliyormusun bu akşamda yıldızlar bir başka parlıyacak……..mektubuma burada son verirken diye bir saçmalıkla bitirmeyeceğim tabi….nasıl bitireceğimede karar veremedim.en iyisi bana hoşça kal….(bu arada bu aralara resim ekliyemedim sorun bendemi sayfadamı)

SEVGİLİ KARDEŞİN SELMA……
posted by suveyda @ Permalink ¤10:36 AM   9 comments

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1