Tuesday, March 06, 2007
NAMAZ GÖNÜLLÜLERİ PLATFORMU
“Şüphesiz ben Allah'ım, benden başka hiçbir ilâh yoktur. Onun için bana kulluk et ve beni anmak için namaz kıl.” Ta-ha Suresinin 14.ayetinde Allah insanlara böyle sesleniyor.

Müslümanlara 5 vakit namazın farz kılındığı Miraç Gecesi öncesinde bir araya gelen Namaz Gönüllüleri Platformu, toplumun her kesiminde namazı anlatmak, sevdirmek ve hakkıyla eda etme bilincini oluşturmak gayesiyle namazla diriliş seferberliği başlatmıştı.

Türkiyeli yazar, gazeteci, akademisyen ve sanat dünyasından bir çok kişinin katılımıyla Namaz Gönüllüleri Platformu adı altında bir sivil inisiyatif kuruldu. Amaçları insanlara sadece namaz kılmanın güzelliği ve bilincini vermek olan bu platform, altı ay içinde 70’den fazla konferans ve toplantı düzenleyerek insanlara Allah’ın bu güzel buyruğunu hatırlattı.

Kendi deyimleriyle sadece “namaz için namaz hareketi” olarak bir araya gelen, namazın içsel boyutu kadar sosyal boyutunu da insanlara tanıtan, ortak amaçları namaz sevgisi olan bir çalışma Namaz Gönülleri Platformu. Sadece yurt içinde değil Kıbrıs ve Almanya gibi yerlerden de platformun gelerek kendilerine konferans vermelerini istiyorlar. O kadar ki, böylesine yoğun bir ilgi ve destekten kendileri dahi şaşırmış durumda. Şöyle bir tespitte bulunuyorlar: ‘temiz topluma giden ilk adım namazın bilincine varmaktan geçer.’

Platformun sözcüsü Abdullah Yıldız’a göre:

“İnsanların namazın gereğine inanmalarını sağlamak için radyo ve televizyon aracılığıyla, toplantılarla, her türlü imkânı kullanarak topluma, özellikle gençliğe etkili sunumlarda bulunmak zorundayız. Yoksa, insanlara namaz kılmayı öğretmek en nihayetinde birkaç saatlik bir iştir. Ama onu sevdirmek, onun önemini, gereğini, vazgeçilmezliğini anlatmak daha uzun süre ve çaba isteyen asıl önemli meseledir.”

Bu hareketle üç aşamalı bir hedef belirleniyor ve amacın sadece “namaz” olduğu belirtiliyor.”Namaz için namaz harekatı” başlamış oluyor.

Belirlenen üç amaçtan birincisi; namaz kılamayanları namazla buluşturmak. Şöyle devam ediyor Abdullah Yıldız:” Ki bunların büyük bir çoğunluk oluşturduğunu tespit ettik: bir istatistiğe göre, Türkiye’de %75 oranında insanımız beş vakit namaz kılamadığını söylüyor. Geriye kalan %25 namaz kılıyor, fakat onların da huşû içinde kılamamak, arada bir aksatmak, özellikle sabah namazına kalkamamak gibi problemleri var. Yani bizim tanımlamamızla ciddi anlamda bir namazsızlık hastalığı var; buna ilaveten kıldığı namazın farkında olamama sorunu var. Biz buna çare olmak üzere yola çıktık. Evet, işte birinci hedef %75 gibi namaz kılamayan bir çoğunluğu namazla buluşturmak.”

İkincisi, namaz kılıyorum ama tat alamıyorum, huşûu yakalayamıyorum diyenlere namaz bilinci kazandırmak,

Üçüncü olarak, namazı bir yaşam biçimi haline getirmeyi sağlamak. Çünkü Kur’an’da (Ankebut/45), “Şüphesiz namaz, fahşâ ve münkeri defeder” buyurulur. Namaz, Allah’ın razı olmadığı davranışları, yüz kızartıcı suçları, iğrençlikleri, ahlaksızlıkları, kötülükleri engeller.




"namaz vesilei rahmet’tir, vesilei nusret’tir, vesile-i vahdet’tir."

Özetle, yine kendilerinin hatırlattıkları gibi, Meryem sûresinin 59.âyetinde vurgulandığı üzere, “namazı zayi etmek”le büyük sıkıntılara, badirelere yuvarlanan milletimiz ve İslâm âlemi tekrar namaza sarılarak dirilecektir.

Namazla diriliş seferberliğine inşallah…

İlgilenenler, şu adreslerden inceleyebilirler

Kaynak:Dünya Bülteni

Namazla Diriliş

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤8:27 AM  
11 Comments:
  • At 3:48 PM, Anonymous Anonymous said…

    SA,
    insanimizin boyle guzel bir konuda birlesmesi cok degisik ve faydali.Ne guzel ki insanimiz,Emri bil ma'rufu bir dernek haline getirmis. Inseallah digerleri de gelir ardindan.
    MS

     
  • At 4:11 PM, Blogger cenkunal said…

    Bu hareketi daha önce duymuştum.
    Ne güzel bir maksada hizmet vesilesi.
    Tebrik ediyoruz buna aracı olanları.
    Namaz meselsinde bir kısım insanlarımız da ne yazık ki,günah işliyorum hala,namaza nasıl başlayayım anlayışı hakim.Bunu gördüm yani ben.
    Onlara da uygun lisanla durumu izah etmekte yarar var.
    Bu konuda daha geniş yazacağım inşallah.Önemli bir emri bil maruf çünkü bu konu.

     
  • At 8:13 PM, Anonymous Anonymous said…

    Bu yaziyla bana namazi hatirlattigin icin sagol Süveyda. Icimden inanilmaz bir istek var ama nedendir bilmiyorum bir turlu basliyamiyorum. Bu tur konferanslar neden Belcika'da hic duzenlenmiyorki anlamiyorum yaa.Asil burdaki insanlarin daha cok bilgilendirilmeleri lazim degilmi ki? Birde boyle seyler bence, kendi adima konusuyorum, tatli dille ogretilmeli ki insanlar sogumasin namazdan.Tekrar tesekkurler Suveyda bana namazi hatirlattigin icin ...

     
  • At 9:57 PM, Anonymous Anonymous said…

    Namaz gibi İslâm'ım en önemli şartlarından birisini buraya taşıyan ve bizleri gafletten uyandıran Suveyda'ya bir kez daha teşekkür ve dualarımı gönderiyorum. Gerçekten insanın en birinci vazifesi, namazla Rabbine yaklaşlam olmalıdır. Zira namaz, "Mü'min'in miracıdır" Bu cümlenin anlamını bir özümseyebilsek, başımızı secdeden kaldırmayız diye düşünüyorum.

    Mi'raç, sadece Habibullah'a nasip olan en yüksek bir makam, Allah'a en yakın olunan bir menzildir. İnsanın Allah'a en yakın olduğu an ise, secde ânıdır.

    Dünyada yüksek makam sahibi birisinin huzuruna çıkarken ne kadar heyecanlanırız. Önümüzü ilikler, en saygılı tavrımızı takınırız. O Zat bizimle muhatap olur, bir de güzel hediye takdim ederse, sevincimizden içimiz içimize sığmaz. Her gün onu ziyaret etmek, iltifatına mazhar olmak ve elinden bir hediye almak için can atarız.
    Kâinatın sahibi olan Cenab-ı Hak bizi günde beş defa huzuruna çağırıyor, ayetleri ile bizimle konuşuyor, bizi kendine muhatap kabul ediyor, bundan daha büyük şeref mi olur?

    Bir ilçede kaymakam veya belediye başkanı bizi yanına çağırsa, bizimle sohbet etmek istese, her halde koşa koşa gideriz. Bu zat vali, başbakan veya cumhurbaşkanı olursa, daha büyükbir sevinç ve heyecan duyarız.

    Acaba, bizi yaratan ve yaşatan Rabbimizin daveti bizi ne kadar heyecanlandırıyor? Ezanlar okunurken kalbimiz sevinç ve heyecandan kıpır kıprı olmuyorsa, o kalbiN acilen tedaviye ihtiyacı var demektir. Parmağımızdaki küçük bir yara için doktora koşarken, kalbimizdeki manevi hastalıklarımız için iman reçetesi aramıyorsak, insanlığımız sorgulamalıyız diye düşünüyorum.

    Namaz söz konusu olduğunda kısa kesmek mümkün olmuyor. Bu konu gerçekten hem dünya hem de ahiretimzi ilgilendiren en önemli bir konudur. Ebedî saadetin yolu namazdan geçiyor.

    Bir insan, " benim kalbim temiz, namaza ne gerek var" diyerek kendini kandırabilir. Ama bu söz kalbinin değil, nefsinin ve şeytanın sözüdür. Kur'an'ı ve Âlemlere rahmet olarak gönderilen Habibullah'ı değil de, nefsinin ve şeytanın sözüne kulak verenler, ne kadar yanlış yaptıklarını ergeç anlayacaklardır. O zaman da iş işten geçecek, fırsat kaçmış olacaktır.

    Ben diyorum ki, bu konu burada kapanmasın. Suveyda da bu yazıyı hemen kaldırmasın. Uzun süre burada ve mümkünse herkes kendi blogunda bu konuyu gündemde tutmaya devam etsin. İnşallah ben de bu konuda blogumda bir şeyler yazacağım. Ziyaretlerinizi beklerim.

    Dünya işleri ve çok defa da lüzumsuz geyikler için ayırdığımız zamanı namaz için de ayıralım ve ebedi hayatımız ilgilendiren bir konuda bir birimizden destek alalım.

    Hepinize namazlı günler diliyorum

     
  • At 10:46 PM, Blogger emircan said…

    Tebliğin esasında emr-i bil ma'ruf nehy-i an-il münker vardır.Sizde buna güzel bir örnek teşkil etmişsiniz.Bu vesileyle sizleri tebrik eder,bu güzel paylaşımınız için allah sizlerden razı olsun der,rabbimden muvaffakiyetler niyaz ederim.

     
  • At 1:47 AM, Blogger birisinin yeri said…

    Sevgili süveyda, keşke bahsini ettiğin bilince şundan 10 yıl kadar önce erişseydim diye düşünmüyor değilim. Ama olsun zararın neresinden dönülse kârdır.
    Rocky filmlerinin tüm serilerinde toplamda az kırk kez vurgulanan bir öğedir; kilise, haç ve pederin olduğu sahneler. Rahatsızlık mı duyuyorum?
    Asla!
    Herkes yaşayacak dinini.
    Yaymaya da çalışacak.
    Ancak bir Türk filminde muadili sahneleri bir müslüman oyuncu sergilese, hiç şüphe yok ekseriyetle şu tepkilerle karşılaşacaktır.
    'Aaaa, o da ne? Canım bu filmle ne ilgisi var şimdi islamiyetin, namazın, cami imamının...'
    Neden peki?
    Onu toplumsal komplekslerimizde aramalıyız işte.
    Saygı ve sevgilerimle...

     
  • At 8:43 AM, Anonymous Anonymous said…

    Hayırlı Sabahlar
    Böyle hayırlı işleri ve namaz gibi dinimizin direği olan bir ibadeti gündeme aldığın için çok teşekkürler Suveyda Hanımkardeşim
    Yazı ve verilen mesajlar çok güzel
    Tüm yorumcuların ve özellikle gönülpınarının yazısı da harika
    Aynı temenni ve dileklerine katılıyorum Allah razı olsun

    Bu arada muhterem yazar Cemil TOKPINAR'ın "Sabah Namazına Nasıl Kalkılır" adlı eserini alıp okumayı herkese tavsiye ediyorum
    Gerçekten çok güzel bir çalışma

    Rabbim hepimize Namazı hakkıyla ve hakikatiyle kılmayı ve Ondan zevk ve lezzet almayı nasip etsin
    Kainattaki en yüksek hakikat İman'dır ve İmandan sonra ise Namazdır.

    Allah yar ve yardımcımız olsun

     
  • At 9:53 AM, Blogger suveyda said…

    anonymous,
    a.s
    evet bu tür konularda birlik ve beraberlik sağlamak, aynı amaç doğrultusunda güzel ve faydalı birşeyler yapmak arzusu, ki buda sırf Allah rızası olunca kat kat daha güzelleşiyor.Bizde inş emek edenler olmazsa faydalananlar kısmında oluruz veya her ikisi.
    MS???
    teşekkürler anonymous .





    cenkunal,
    bana kalırsa şu ana kadar yapılan hizmetlerin en güzeli olsa gerek.
    olayıın vahim bir tarafı da sizinde belirttiğiniz gibi "namaza başlama hususu".
    çevremizdekilerin en çok yakındığı konu bu olsa gerek.
    ki zaten başlamak bitirmenin yarısıdır.
    bu düşüncede olanlar inş başarılı olurlar.





    su,
    canım benim.
    esfr hatırlatmak ne haddime.
    benimkisi hep yaptığım gibi paylaşmak sadece okuduklarımı, öğrendiklerimi.
    sanırım yurt dışına da açımayı düşünüyorlar.Sitede iletişim yerleri var aslında oralardan da sorulabilir.
    ve dediğin gibi , her zaman olması gerektiği gibi tatlı dil.
    su demişmiydim çok tatlısın:)






    gönül pınarı,
    vira bismillah gönül pınarı:)
    yani o kadar güzel anlatmışsın ki direk bir manşet yazısı olur yorumunuz.
    namaz konusunda göstermemiz gereken hassasiyet, saygı, duruşumuz, davranışlarımız hepsi yerini bulmuş yazınızda.
    Değil mi aslında, başkalarına gösterdiğimiz özeni namaz konusun da da göstermemiz gerekirken çoğu zaman sakınırız bu durumdan.Bu da zamanla ve bilinçle, imanla istekle, şevkle kazanır sanırım.

    evet kalplerimiz temiz olmalı, niyetlerimiz güzel olmalı ama yeter mi bu?
    bu konuda şu anda ismini hatırlayamadığım bir yazarımızın çok hoş bir benzetmesi var.
    "temiz kalpli olmak lazım diyor herkes, evet lazım, bu sofraya gelen yemeği çatalla yemek gibi bir şey.ya sofraya çorba gelirse neyle yiyeceksin"

    gönül pınarı, aslında bu güzel yazıyının üstüne yazı yazmak istemezdim ama bugün bayram, umarım darılmazsınız.
    hoş görünüze güveniyorum zaten.
    yazının üstüne yazı gelmesi konunun es geçilmesi anlamına gelmez zaten.
    her zaman her yerde işleyebiliriz ve olurum bende.
    çok teşekkürler yorum için.





    emircan,
    emircan bey asıl ben sizlere teşekkür ederim.gelipte katkı bulunduğunuz için, düşüncelerinizi paylaştığınız için.
    bazan çok değişik şeyler duyup öğrenebiliyorum sizler sayesinde.
    bu arada futbol adlı yazıma yorum bırakınca döndüğünüzü sandım.
    dönmeyecek misiniz?





    baver,
    efsane gelmiş:)
    unutma buraları, bir tıklaman yeterli.

    sen zaten güzel demişsin, "zararın neresinden dönülürse kardır".budur yani, ötesi berisi yoktur.
    her gün yeni bir zarar yaparken bizler, her gün gene dönüşler yapabiliyorsak ne güzel.
    filmler konusuna değinmen çok güzel olmuş ve bu konu tam bir facia.yabancı filmlerde bu tür unsurlar çok güzel ve üstelik özendirici hallerle verilirken bizim filmlerde hep eleştiri konusu olmuştur.üstelik bunu bırakıyorum tabiri caizse alay konusu olmuştur.güldüklerimiz ağladıklarımızdır.
    kompleksler, dayatmalar, yanlış bilinen gerçekler, ön yargılar vs vs vs uzar gider.
    yorumun için teşekkürler.







    mehmet bey,
    sizede hayırlı sabahlar mehmet bey,
    amin inş namaza lezzetini Rabbim herkese tattırsın.çünkü onun lezzeti hani hep derler ya , gerçekten öyle hiç birşeyde yok.

    o kitabı hatırlatmanız iyi olmuş.gerçekten güzel bir kitap.ben unuttum sizin tavsiye etmeniz güzel olmuş.
    yeri gelmişken bu kitapla alakalı birşey anlatayım.
    komik biraz aslında:))

    "geçen seneydi sanırım, annem- babam uzun süreliğine evden uzaktaydılar bazı işler için.ev iş vs derken o zamanlar çok yoruluyordum kardeşimle sabah namazına kalkmaya çok zorlanıyorduk.evdeki bütün telefonları kuruyorduk ama kulağımız o kadar alışmış ki ona duymuyorduk bile.ne yapalım ne edelim derken.eskiden çalar saatler vardı.Çaldımı yeri göğü inletiyordu.Bunu kurmaya başladık.Bütün gece zing zang etmeside cabası.Neyse bir hafta da böyle gitti.Bunada alıştık.Yeni yöntem ne geliştirelim derken "sabah namazına nasıl kalkılır" kitabını yeni okumuştum.Orda bir seçenek daha vardı.Bu çalar saati bir tencereye koyduk, sabah bir ötüyordu ki gelde kalkma.Böyle bayağı zaman götürdük.Sonra bunu komşularımız duydu.Ki bayağı gülmüşlerdi bize:))
    bide eve gelip tencereyi görünce zaten anlamaışlardı, açıklayınca tamm komedilik olmuştuk.Sonra onlar aramaya başladılar.Allah razı olsun onlardan.Böyle bir şey yaşamıştık.Ki o kitapta çok değişik yöntemler var.Öyle şeyler denemişki adam şaşarsınız.
    ama güzel bir kitap okunmalı.

    ....

    yine Müslümanlığı tadan bir kardeşimizin çok hoş ve güzel ifadelerine raslamıştım.Yeri gelmişken onuda paylaşayım.Şöyle diyordu:
    "GÜNDE BEŞ VAKİT NAMAZ KILMAK BAZAN YAPILMASI ZOR BİR İBADET.AMA NASIL OLURSAN OL,NE HİSSEDERSEN HİSSET.NE DÜŞÜNÜRSEN DÜŞÜN,KENDİNİ ALLAH A NE KADAR YAKIN HİSSEDERSEN HİSSET YADA ALLAH TAN UZAKLAŞMIŞ,HADİSELERDEN BEZMİŞ VE ÇOK DEĞİŞİK ŞEYLER HİSSETTİĞİN ZAMANLAR BİE NAMAZ KILMANIN EN İYİ YÖNÜ ONU KILMAK ZORUNDA OLMAK.O SENİ OLDUĞUN YERLE YÜZLEŞMEYE ZORLAR.BAZAN KENDİNİ RUHİ BAKIMDAN ÇOK KÖTÜ HİSSETTİĞİN YERLER OLABİLİR BUNLAR.AMA SEN ORDASIN İŞTE.GÜNDE BEŞ DEFA " BEN BURDAYIM" DERSİN RABBİNE.. "

    ne kadar güzel ifadeler değil mi...

    yine bir başkasının ifadesi şöyle:

    "...Namaz bir tedavidir,bir ilaç değil.Bir hap içiyorsun ve artık mükemmelsin...Böyle şey olmaz.Tedavi bir süreçtir."
    Kyle


    ...........

    hepinize yorumlarınız için çok teşekkür ediyorum.
    paylaşmanın güzelliğini yaşattığınız için üstelik.

     
  • At 10:02 AM, Blogger suveyda said…

    namazla diriliş sitesini inceleyenler görmüşlerdir.
    çok güzel namaz ve namaza başlama hayat hikayeleri var.
    artsın eksilmesin, taşsın dökülmesin

     
  • At 6:00 AM, Blogger bahar said…

    cok guzel bir fotograf suveydacim tesekkurler...

     
  • At 9:24 AM, Blogger suveyda said…

    evet baharcım.
    bide çok anlamlı bence.
    ben teşekkür ederim:)

     
Post a Comment
<< Home
 
 

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1