Thursday, January 04, 2007 |
MİLLİ PİYANGO mu MİLLİ MUTLULUK mu ? |
Ah o pek çok insanın hayallerini süsleyen milli piyango.Kazansan bir bela, kazanmasan bir bela getiren, hepsinden büyük bir bela.Haklı veya haksız kazanç tartışması bir yana, bakıyorum da milli piyango ne kimseye yar olmuş, ne de mutluluk getirmiş.Numaralar açıklanınca atılan sevinç çığlıklarının yerini zamanla feryatlar almış.Beraberinde getirdiği, dağılan yuvalar, bozulan aileler, cinayetler, korkuyla süren yaşam, hiç bilmediğiniz ve birden ortaya çıkan binlerce akraba, selam bile vermeyen eş dostun belirmesi ve binlercesi...
Her sene aynı şekilde oynanan, sonu mutsuzlukla biten senaryolar."Onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine" diyemeyeceğimiz filmler.Yeşilçamdaki gibi bitmiyor bütün sinemalar.Bu gerçek hayat ve para saadet getirmiyor.Aşk edebiyatı yapmanında bir alemi yok elbette para da lazım.Ekonomik koşulları inkar etmek, parasız da sonsuza dek mesut bahtiyar yaşanacağını düşünmek malesef günümüzde birazcık polyanacılık olur.Bu ne kadar yanlışsa, milli piyangoya bel bağlamakta, bir gece zengin olup mutlu tabaka statüsüne yükseleceğini zannetmek te o derece hata olur.Kulakları çınlasın bir ara ekonomik zorluk yaşayan arkadaşım o halinde bile "parasız olmuyor ama para mutlulukta getirmiyor" derdi.Ona kavuşunca Alis gibi harikalar diyarına dalamıyorsunuz ne yazık ki.
Bakın bir kaç örnek:
{ YEŞİM AKYOL: 2003'te 2 trilyon çıktı. Kavga etmeye başladığı 8 yıllık eşiyle boşandı. Kocası "Para çıkınca beni boşadı" diye suçladı.
SALİH BAHTİYAR: 1985 ve 1997'de iki büyük ikramiye kazandı. Bahtiyar'ın huzuru kaçtı, "Mafya beni bulacak" diye bunalıma girip, eve kapandı.
AYHAN YALÇINKAYA: 1995'te zengin oldu. Memurluğu bıraktı. İşyerleri elinden gidince "Memurluğa geri dönmek istiyorum" dedi.
SALİH GÜMÜŞÇAY: Salih Dede. 1989'da 5 milyar kazandı. 1 yıl sonra öldü. Tek başınaydı, yüzlerce akrabası çıktı. DNA testi için mezarı açıldı.
NECMİ YILDIRIM: 2004'te 10 trilyonun dörtte birini kazandı. İkramiye yüzünden kavga çıkaran oğlu, bıçakla Yıldırım'ı boğazından yaraladı. Kaynak:Sabah }
Üstüne milyonlarca insanın plan yaptığı, memlekete yol yaparım, köprü yaparım, fabrika açarım, iş sahası oluştururum, insanlara yardım ederim, bağış yaparım ütopyaları ile şekillenen milli piyango, çıkan sahibinin başına dolanmaktan başka bir işe yaramıyor.Getirdiği yıkımlar, götürdüğü huzur da cabası.Bütün bunların yanında diğer tarafta "ah ben olacaktım ki onun yerinde" diyen kendini mutsuz sanan, aslında mutlu azınlık.Madalyonun diğer yüzünde ise "keşke çıkmasaydı da bir dilim ekmeğim olsaydı" diyen, en azından huzursuzluğunun farkına varan mutsuz azınlık.
Allah, herkese helal kazançlar nasip etsin.Boğazdan haram bir lokma inince, yalnız mideye değil tüm hayatımıza oturuyor bu.
Son olarak anlamadığım bir şey niye bu piyango milli olmuş.Hani sadece, piyango olsa olmuyor mu?Milli diye söylenince aklıma, milli takım, milli giysiler, milli yemekler aklıma geliyor ama hiç piyangonun milliliği aklıma gelmiyor.Adamların vardır bir bildikleri diyorum, çünkü; başka diyecek bir şey bulamıyorum.
Ne demiş Ajda ablamız: "para para para, varlığı bir dert, yokluğu yara" Bir gecede gelen ise daha bir dert... Herkese helal kazançlar...
|
posted by suveyda @ Permalink ¤10:03 AM |
|
5 Comments: |
-
Alınteriyle kazanılmayan paranın mutluluk getirmediği ayan beyan ortadayken, hastaneler, hapishaneler ve dağılan yuvalar bunun şahidiyken, her sene boş bir umudun peşinde koşmak insanoğlunun bir zaafı olsa gerek. Emek verilmeden kazanılanların gelip geçici olduğu anlamak için geçen senelerde gündemi işgal eden ünlü yaratma yarışmalarını hatırlayalım. Kimisi kendini eve kapatmış sağlık sorunlarıyla uğraşıyor, kiminin yuvası dağılmış, kimi gayrı meşru yollara sapmış falan filan... Şener Şen’in “Mesudiyeli Mesut” filminde “milli felaket” konusu çok güzel işlenmişti.
-
bizim içimizde var bir kere milli lafı. her yerde karsımıza cıkar bu milli sözü. anlamsız oluyor milli olmazsa:)
bu piyango davasını kanal7 de izlemiştim bende ilginç gercekten de bela getirdiği. ama zaten bu para adam akıllı birine cıksa zaten böle bela da getirmez sanırım. yoldan cıkıyorlar başları dönüyor. olmucak işler geliyor başlarına. ben almadım bu sene piyango cıkar mıkar sonra başım belaya girmesin.
-
Piyango kumarının en çok kullanılan sloganı, "ya çıkarsa" şeklindedir. Yani büyük ikramiyenin isabet etme ihtimali çok zayıf ama bir de çıkarsa ihya olursunuz gibi bir intiba veriliyor. Bu biraz da Hasreddin Hoca'nın göle maya atmasına benziyor.
Diyelim ki çıktı. Acaba bu para kime hayır getirecek. Suveyda'nın anlattığı örneklerde görüldüğü gibi insanın başına talih kuşu değil, sanki baykuşlar konuyor. Hayatı alt üst oluyor.
Benim asıl vurgulamak istediğim bu değildi. Bir piyango çekilişi daha var ki, her gün yapılıyor ve her insan isabet etme ihtimali piyango kumarından bin defa daha fazla. Bu ise, ECEL piyangosudur. Her "an size de çıkabilir". Bunun da iki ihtimali var. Biri cennet, biri cehennem menzillerini kazanmak. Her insanın ümidi, eline verilen ecel teskeresinde " müjde, büyük ikramiye sana çıktı ebedî saadet ve selamet piyangosunu kazandın" şeklinde müjde almaktır.
Böyle bir ikramiye kazanmak her insanın en büyük derdi ve ümidi olmalıdır. Bütün yatırımlarını bunun için yapmalıdır. Böyle ikramiye "YA ÇIKMAZSA" işte o zaman ebedî olarak yandığımızın resmidir.
"Ya çıkarsa" diye piyango kumarına ümit bağlama yerine, " ya çıkmazsa" diye ecel piyangosundaki cennet ikramiyesini kaybetme endişesi içinde olmak daha mantıklı değil mi?
-
masuda hoşgeldin, cefasız sefanın sürüldüğü nerde görülmüşkü.bunların sefalarıda bu kadar işte.Bende merak etmiştim ne oldu bunlara diye, baksana ne hallere düşmüşler.Belkide eski günlerini mumla arıyorlardır.para insanı adam etmez ama para insanı bozar. Allah kimseyi doğru yoldan ayırmasın.insan bir pusulayı şaşırınca bir daha doğru yolu bulması çok zor oluyor ve çoğu zaman bulamıyorda.şöhretin sarhoşluğu herşeyi toz pembe gösteriyor.nerden nereye geldik masuda:) evet o film, gülerek izlediğimiz o film ve gerçeklerin acılığı.
kayhanoviç, en iyisini yapmışsın kayhan:) bizim iş yerinde bir arkadaş da almış.gelmiş bana şunlara bakarmısıın belki vurmuştur bişey diyor.bende dedim, ya git başımdan dellendirme beni, ben ne anlarım, :) amorti vurmuş onada, amortiyle başına bişey gelmez heralde:) aslında sadece aklı başında olmak yeterli değilki.sen aklı başında olursun ama öyle insanlar çıkıyorki aklını alırlar, bir sürü akraba, bide duyulunca korku var üfff olmasın daha iyi ya. bi sanatçıyada çıkmıştı bir ara, aklı başında biriydi ama.başına gelmedik şeyin kalmadığını, hayatının en kötü dönemi olduğunu anlatmıştı.
gönül pınarı, inanmayacaksın ama gönül pınarı tam senin şu yorumuna cevap yazarken sela okunuyor.birisi vefat etmiş.Allah rahmet eylesin. öğle namazından sonra defnedilecekmiş. çıktı işte!! bu mübarek cuma gününde inş ya çıkarsa sınıfından oluruz.heybemizi dolduralım o halde.
-
Haram paradan kimseye hayir gelmemistir ama bunu insanlara anlatamazsin. Piyongo, haram.. gibi kelimleri kullaninca basarlar damgayi. E ben de diyorum ki; Allah cuzi iradeyi bosuna vermemis, dileyen diledigini yapsin, sonuclarina katlanmaya hazir olduktan sonra.. Yasasinlar ve gorsunler.
|
|
<< Home |
|
|
|
|
|
about me |
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin |
Udah Lewat |
|
Archives |
|
Dua |
Allah’ım,
Sana tutunuyorum,
Kimsenin yere atmasına izin verme beni.
(Sadi)
|
Martı |
“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!
|
Böyledir |
Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner |
Budur |
Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin |
Arkadaşlar |
|
Designed-By |
|
Credite |
|
|
Alınteriyle kazanılmayan paranın mutluluk getirmediği ayan beyan ortadayken, hastaneler, hapishaneler ve dağılan yuvalar bunun şahidiyken, her sene boş bir umudun peşinde koşmak insanoğlunun bir zaafı olsa gerek.
Emek verilmeden kazanılanların gelip geçici olduğu anlamak için geçen senelerde gündemi işgal eden ünlü yaratma yarışmalarını hatırlayalım. Kimisi kendini eve kapatmış sağlık sorunlarıyla uğraşıyor, kiminin yuvası dağılmış, kimi gayrı meşru yollara sapmış falan filan...
Şener Şen’in “Mesudiyeli Mesut” filminde “milli felaket” konusu çok güzel işlenmişti.