Monday, December 25, 2006
BEYAZ DESTAN: SARIKAMIŞ
“Sarıkamış üstünde kar
Kar altında Mehmedim yatar”

“Faik Çavuş, şunu aklına koy ki, sen de ideallerini unutacak ve unutulacaksın.”

“Unutulmayacağım! Beni unutmayacaklar.”

Faik Çavuş öfkeyle dizlerinin üstüne çöktü. Ellerini açıp haykırdı: “Beni unutmayacaklar! Ne beni ne de bizleri! Akıbetimiz ne olursa olsun, Sarıkamış’a yürüyenleri unutmayacaklar! Sarıkamış’a girsek de girmesek de, bizi unutmayacaklar! Mezarımız olsa da, olmasa da, bizi unutmayacaklar!”
(İsmail Bilgin Sarıkamış/Beyaz Hüzün )


''Dalında yandı gülüm, Mehmedini aldı anam, bir beyaz ölüm" diye devam eder Allahu Ekber dağlarında bir kurşun dahi atmadan, açlıktan, hastalıktan, soğuktan, çaresizlikten, bitkinlikten ölen 90 bin askerin öyküsü.

O sene kurtlar ete doyar, kuşlar gözlerini oyar ve bahar gelince karlar eriyince bedenler ortaya çıkar.Bir tarih yatıyordur karların altında.Kardelenler yatıyordur, boy vermeden, filizlerini çıkartamadan, boynu bükük...

Giden arkasına bakmayacaktı, geri dönülmeyecekti, geri adım atan öldürülecekti, hiçbir şans yoktu ve sadece ileriye bakılacaktı.Kelime-i Şehadetlerle ilerleyen adımlar, donan ayaklar, titreyen eller ve her bir adımda dökülenler.Düşen kaldırılmıyor zaten kimsenin kaldırmaya da mecali kalmıyor.Her bir adımda bir can, her bir karışta bir beden yatar Sarıkamış'ta.

Yanlış askeri ve teknik kararlar, siyasi çıkışlar, entrikalar, oyunlar, ihtiras ve hırslar ve yenilgiyle sonuçlanan, kurşunsuz karlara gömülen onca şehit arasından sadece bir avuç asker Sarıkamış'a ulaşır.

Rus Kurmay Baskani Pietroroviç, anilarinda Sarikamis’a kavusan o bir avuç kahramani söyle anlatacaktir:

“"Ilk sirada diz çökmüs beş kahraman. Omuz çukurlarina yasladiklari mavzerleri ile nişan almislar. Tetige asilmak üzereler. Ama asilamamislar. Kaput yakalari, Allah’in rahmetini o civan delikanlilarin yüreklerine akitabilmek istercesine semaya dikilmis, kaskati... Hele biyiklari, hele hele biyiklari ve sakallari! Her biri birer fütuhat oku gibi çelik misal. Ya gözler?.. Dinmis olmasina ragmen su kahredici tipinin bile örtüp kapatamadigi gözleri!.. Apaçik!.. Tabiata da, baskumandana da, karsisindaki düsmana da isyan eden ama Allah’ina teslimiyetle bakan gözler... Açik, vallahi apaçik!..

İkinci sirada öyle bir manzara ki, hiçbir heykeltraş benzerini yapmayi basaramamistir. O ürkütücü ayaza rağmen, sağlarinda fişekleri debelenerek üzerlerinden atmaya tenezzül etmemiş iki katırın yaninda başlari semaya dönük, altı masal güzeli Mehmed... Sandiklari bir avuçlamislar ki, hayati biz ancak böyle bir hirsla avuçlayivermişizdir. Öylesine kaskati kesilmisler.Ve sag başta binbaşı Mustafa Nihat. Ayakta... Yarabbi, bu bir ayakta duruştur ki, karsisinda düsmani da, kâfiri de, lanetlisi de Allah’in huzurunda diz çöküş halinde gibi. Endami, düsmani dize getiren bir tekbir velvelesi gibi. Belinde, fişeklerinin yuvalarini tipi ile kapatmaya bütün gece düşen kar bile razi olmamiş. Sol eli boynundaki dürbünü kavramiş. Havada donmuş, Kale sancagi gibi... Diger eli belli ki, semaya uzanip rahmet dilerken öylesine taslaşmiş. Hayrettir, basi açik. Gür erkek kömür karasi saçlari beyaza bulanmiş...”

Ve Moskova’daki askeri müzede sergilenen bu satirlarin sonu söyle biter:
“Allahuekber Daglari’ndaki Türk müfrezesini esir alamadim. Bizden çok evvel Allah’larina teslim olmuslardi. 24.12.1914 Persembe""

Kefensiz ve mezarsız şehitlerimize Rabbimizden binlerlerce kere rahmetler olsun.
Aziz ruhlarına Fatihalar gitsin...
Unutmadık sizleri, unutmayacağızda...
posted by suveyda @ Permalink ¤9:15 AM  
13 Comments:
  • At 12:34 PM, Anonymous Anonymous said…

    gözyaşlarıma hakim olamadım, Sarıkamış Çanakkale'nin gölgesinde kalır, doksanbin insanın eksi kırk derecede şehit olması..
    soğukla gelen ılık bir uykuyla Allah'ına kavuşması..
    Sevgi nedir, rıza nedir, teslimiyet nedir ki? kendinden vazgeçmek nefsinden vazgeçmek bundan başka nedir ki?
    Allah onlardan razı olsun, ve bizlere de onlardan kalan bu kutsal emanetlere sahip çıkacak irade akıl şuur sabır ve azim nasip etsin..

     
  • At 6:56 PM, Blogger birisinin yeri said…

    süveyda çok iyisin.
    iyi ki bu konuya değindin.
    okudukça insanın içi cız ediyor.
    KGB arşivleri yeni açıldığı için, konuyla ilgili yeni fotoğraflar daha yeni gün yüzüne çıkmaya başladı.
    hepsinin mekânı cennet olsun.

     
  • At 9:03 PM, Blogger CaDı said…

    Mekanları cennet olsun, onlar sayesinde sıcak evlerimizde oturuyoruz. Hepsinin ruhu şad olsun...

     
  • At 10:00 PM, Blogger emircan said…

    "Allah yolunda öldürülenlere “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Ancak siz bunu bilemezsiniz"BAKARA SURESİ:154

    Allah onlardan razı olsun.Paylaşımınız için de size teşekkür ediyorum.

     
  • At 9:02 AM, Blogger suveyda said…

    trkn ne oldu bir bilsen.dün senin blogda elfida'yı dinliyordum.elektrik gitti birden,sonra bilgisayarı açınca burda senin yorumu gördüm.acaba benimi takip ettin sen, izmi bıraktım orda?:)tevafuk diyelim.

    trkn, sarıkamış olayı her sene beni hüzünlendirir.sabah evden çıkarken çok soğuk derken bile o sahneler aklıma geldi.üşüyorum demekten utandım.ALLAH onlardan razı olsun.(amin).haklısın onları anlamaya çalışmak içinde şuur lazım.




    baver,
    amin inş.
    evet KGB'nin arşivlerinden öğreniyoruz.Bir kaç kaynağa bakmak istedim pek bilgi yok,resim bulmak hele mümkün değil.Bu konuda Rusya'nın sinemaya çok meraklı olduğu için kaynaklarının güçlü olduğu söyleniyor.
    bir yerde okurken çok acı bir şey dikkatimi çekti.Sarıkamış faciasından sonra Enver paşa arkadaşları ile sohbet ederken, arkadaşları donan askerleri anlatırken bu durumun bu şekilde sonuçlanmasının çok kötü ve üzücü olduğunu ifade etmişler..Oysa Enver paşa " bir gün zaten öleceklerdi bu askerler" diye cevap vermiş.asıl facia bu olsa gerek!



    cadı,
    inş cadı.
    zaferlerimize nasıl sahip çıkıyorsak buda bizim yenilgimiz ve buna da sahip çıkmasını ve ders almasını bilmeliyiz.En azından onları anmak ve unutmamak.




    emircan,
    evet o müthiş ayet.
    teslimiyet budur işte diyebileceğimiz bir durumda onlar hala yaşıyorlardır.
    eVET Allah onlardan razı olsun.


    onlar hakkında yazmak için kelimeler bile yetersiz kalıyor.

     
  • At 3:54 PM, Anonymous Anonymous said…

    Büyük konusmayım ama enver paşanın yatacak yeri yok. göz göre göre yemenden sen al askerleri yazlık elbiselerle götür sarıkamısa olacak işmi bu..
    hem 34 yasında paia mı olurmus.
    padisahın torunu yada damadı sıfatında idi yanlıs hatırlamıyorsam enver paşa..
    sarıkamısdan gelen tüm fotoları ruslar cekmiştir. enver paşa olayı ört bas etmiş ölen yakınlara trablusgarpta yemende ölmüş demiştir. ama saolsun ruslar bu olayı ortaya cıkarmıstır..
    bildiğim kadarı ile budur olay..

    allah mekanlarını cennet etsin...

    canakkale nasıl bu ülkenin göğsünü kabartoıyorsa sarıkamısta o derece bizleri üzüyor..

     
  • At 9:35 PM, Blogger suveyda said…

    bilemeyiz elbet kayhan ama bütün bunların elbet hesabı sorulacaktır.
    şan ve şöhrete merakın insana neler yaptıracağını görüyoruz bunla.devletin başında bulunmanın neler gerektirdiğini, aklı selim olmak gerektiğini anlıyoruz bir kez daha.

    Allah mekanlarını cennet eylesin aziz şehitlerimizin

     
  • At 12:52 PM, Anonymous Anonymous said…

    suveyda appa.. bir duyuru yapsam? (: peki.. 6 Ocak İstanbul Eminonü Kadırga Kültür Merkezi'nde Sarı Kamış Şehitlerini anıyoruz.. bekleriz..

     
  • At 10:18 PM, Anonymous Anonymous said…

    suveyda yorumuma cevabını malesef bukadar geç gördüm:(
    gerçek bir tevafuk olsa gerek, ben bir yandan yazıyı okurken bir yandan fonda yüklediğin ve adını gerçekten merak ettiğim o sözsüz besteyi dinliyor bir yandan da ağlıyordum..
    bu parçanın adı ne olaki:) bize söylesen biz de bulsak da dinlesek..yada aslında senden alabilsek mümkünmüdür? :)

     
  • At 3:42 PM, Blogger suveyda said…

    kaf-nun,
    boşver ya diyen demiş zaten, sen deme:)



    awara,
    ne kadar güzel.umarım okuyan okumuştur ve duyarlılık gösterenler olur.ben gelemem başka senelere inş:)



    trkn,
    bende geç gördüm, ödeştik:)
    tevafukun böylesine can kurban olsun .
    müziğe gelince kaldırdım onu.yüklediğim siteyi haydutlar basmış sanırım.başkasına yükleyemedim, zamanım yoktu.
    adı esinti, banada bir arkadaş yolladı.o işyerinde malum şimdi tatil:)
    ben senin mailine yollarım artık.
    cevap veriyorum: mümkündür:)

     
  • At 11:12 AM, Anonymous Anonymous said…

    : ) çok teşekkür ederim süveyda..
    bu arada tüm ziyaretçilerinin ve senin bayramını kutlarım.. Allah nice güzel bereketli bayramlar göstersin inşallah..

     
  • At 11:16 PM, Blogger suveyda said…

    çok sağol trkn.
    kötü haber:yarın işe başlıyorum:(((((
    ağlamak istiyorum yaaa.

    iyi haber sana şarkıyı yollayacam:))

    ama ben hala ağlamak istiyorummmmmm

     
  • At 12:57 PM, Blogger Gulsah Dede said…

    Ayse Kulin in son kitabinda bir Sarikamis gazisi var, herkesin okumasini tavsiye ederim, inanilmaz bir kitap, sonsuz ozveri ve daha bi cok sey var kitapta..

     
Post a Comment
<< Home
 
 

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1