Sunday, December 17, 2006
PAZAR ANISI

"Daktilo ve ben, parmak uçlarıyla birbirine bağlı siyam ikizleri gibiydik. "

Sanırım bir yazardan duymuştum bunu.Şimdi eller klavyelerle buluşuyor olsada bir zamanlar yazarlar, şairlerin eksik etmediği çik çak , çik çak sesleri.Çekirdek yer gibi.Mahkemelerde "yaz kızım" emriyle hayata geçen, katibin elinde can bulan daktilolar.

Bir kapının dışında gördüm yukardaki daktiloyu."Kimbilir neler yazmıştır şimdiye kadar " dedim içimden ve "ne kolay dışarı atmışlar diye" üzüldüm.Belki bir dilekçe, belki bir aşk mektubu, belki asker mektubu ve belki de neler neler...

Her şey eskiyor, eşyalarımız da ve ne kadar kolay oluyor terketmek.Kapı dışına bırakmak kadar kolay ayrılmak.Oysa neler yazılmıştı bu tuşlarla...

Şimdi siyam ikizleri ayrıldı, eller başka tuşlarla buluşurken diğer siyam ikizi terkedilmiş durumda.
Üstelik terkeden de bir zamanlar bir bütün olduğu kendi siyam ikizi...
posted by suveyda @ Permalink ¤5:31 PM  
4 Comments:
  • At 6:17 PM, Blogger suveyda said…

    rüyada daktilo görmek kötü ve üzücü olayların başlancı olarak bilinirmiş.

    umarım rüyanıza daktilo girmez.

    benim rüyama gireceği kesin:)

     
  • At 2:33 AM, Blogger birisinin yeri said…

    e şimdi öyle dersen tabii girer.
    Kuşları böcekleri düşün süveydaaa :)

     
  • At 5:58 AM, Anonymous Anonymous said…

    Ben daktilo almayı düşünüyorum elektroniklileri varmış...

     
  • At 2:57 PM, Blogger suveyda said…

    baver,
    bir kadın girdi rüyama, "bilgisayarına kimsenin girmesine izin verme" dedi.
    sanırım hacker anaydı rüyama giren, hayır olsun bakalım:)

    insansan,
    evet elektronikleride çıkmış şimdi.alırsın inş.
    acaba o nasıl ki hiçte görmedim.çik çak diye ses yapıyormu acaba?
    yapmıyorsa klavyeden ne farkı var ki?
    katip arkadaşa soracam bunu inş.

     
Post a Comment
<< Home
 
 

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1