Friday, December 01, 2006 |
HAYIRLI CUMALAR... |
IV.Murat zamanında İbni Kemal adında bir alim varmış. Ancak ilmiyle mağrurmuş, kibirliymiş.Bunun için halkla pek iletişim kurmaz, onlarla oturup kalkmazdı.
Bir gün, bir çoban İbni Kemal'i ziyarete gelir ve bir sorusunun olduğunu söyler.Ancak kapısında adamları vardır ve çobanın önce bunları geçmesi gerekir.Kapıdakilere bir sorusunun olduğunu söyler ve şöyle cevap alır:
"senin sorun varsa; müftü var, hoca var, onlara sorsaydın ya"
Çoban: " ben onlara da sordum ama cevap alamadım, Kemal efendiye soracağım"
Adamları iletir, oda aynı karşılar ve sonra huzuruna alır.
Çoban sorar: -Allah'ın ilmi ne kadardır? İbn-i Kemal bir daire çizer ve Allah'ın ilmi bu dairenin içinde kalan alan ve dışında kalan alandır. Peki tatmin oldum der çoban.
-Peygamberin ilmi ne kadardır? Dairenin içinde kalan alandadır. Peki bundan da tatmin oldum der çoban.
-Bu zamana kadar gelen 124 peygamberin ilmi ne kadardır? İbn-i Kemal dairenin içine bir daire daha çizer.Bu dairenin içinde kalan alandadır ilimleri der. Çoban bundan da tatmin olur ve ,
-Pirlerin, mevlevilerin ilmi ne kadardır? diye sorar. Bir nokta yapar bu kadardır der. Çoban son bir sorum var der.
-Peki senin ilmin bu noktanın neresinde?
CUMANIZ MÜBAREK OLA... |
posted by suveyda @ Permalink ¤8:11 AM |
|
2 Comments: |
-
ufff, ibn-i kemâl, o sorunun cevabından sonra yüzü kızarmıştır kesin...belki de gökkuşağı kemâl olmuştur ?
-
kaf-nun, ALLAH razı olsun.dualarımız kabul olur inş.
baver, bu yakıştırma çok güzel ve yerinde olmuş baver.bencede renkten renge girmiştir heralde.
ya da şöyle bişey yapmıştır hala o mağrurluğuyla. -adamlarım gelin alın huzurumdan şu adamı.
sanırım bunu diyecek hal ve takat bırakmamıştır çoban.
çok okumak, kitapları yutmak herşey olmuyor.önce sanırım önemli olan adam olmakta kamil insan insan seviyesine ulaşmak olmalı.
|
|
<< Home |
|
|
|
|
|
about me |
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin |
Udah Lewat |
|
Archives |
|
Dua |
Allah’ım,
Sana tutunuyorum,
Kimsenin yere atmasına izin verme beni.
(Sadi)
|
Martı |
“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!
|
Böyledir |
Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner |
Budur |
Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin |
Arkadaşlar |
|
Designed-By |
|
Credite |
|
|
ufff, ibn-i kemâl, o sorunun cevabından sonra yüzü kızarmıştır kesin...belki de gökkuşağı kemâl olmuştur ?