Thursday, November 30, 2006
KARDEŞLİK KURALLARI


Geçen gün Sena (kuzenim, 4 yaşında) ile markete gittik.Çocukların en sevdiği mekanlar zaten ya parklar oluyor ya da marketler.İstekleri sadece almak yönünde çalışıyor.Neyse bu zaten bütün çocuklarda doğal seyrinde devam eden bir durum.Bizim konumuza gelelim.Markete gittik diye herşeyi alamıyor Sena, biraz çekiniyor benden, çünkü sürekli şeker ve sakız alınca biraz tepki veriyorum, dişlerine yazık çürüyecek kısmınıda ekleyince direk o reyonu terkediyor.Ama orda öyle bir yer var ki oraya gelince ne ben geçebiliyorum ne de o.Şimdi çocuğa alma desem ben alacam, ben dayanamayacam en iyisi yıkıyoruz bütün kuralları ve puflara cinlere saldırıyoruz.Bir sürü puf aldık.Bazı insanlar nasıl sigara bağımlısı oluyorsa sanırım bende puf ve cin bağımlısı oldum.Olayı şu hale dönüştürdüğüm durumlar bile oluyor bazan.Misal: “Suveyda benim için şunu yapar mısın, Suveyda şunu getirir misin, benimle gelir misin?” diye başlayan cümleler “bir cin yada puf alırsan neden olmasın” diye masum bir cümleyle bitirilebiliyor.

Konuyu dağıttık gene, konumuza dönelim.Aldık alacağımızı geldik eve herkese birer tane dağıttık, geriye fazlalık kaldı.Sena tabi ister istemez soruyor bu kimin olacak diye, bende “tatlım senin olacak tabiki, alana her zaman fazla düşer”

Bunu söylerken aklıma kardeşimle yaptığımız kurallar gelmişti.Ordan kural 1’i kopya ederek Sena’ya demiştim.


Neydi kurallarımız?
1-Alana-getirene-soyana(misal portakal,mandalina vs meyve çeşitleri) her zaman fazla düşerdi.Misal çikolata mı alındı.Asla ortadan bölünmezdi.Üçte ikisi alana, üçte biri ise diğerine düşerdi.Bu hep böyleydi, alınma, gocunma, bozulma asla olmazdı.Çünkü kuralımız böyleydi.

2-Şayet birbirimize kızmışsak, küsmüşsek, tartışmışsak ve bunların sonucunda birbirimizle konuşmuyorsak ve bunun da üstüne bir misafir veya bir arkadaşımız geldiyse asla küs olduğumuz belli ettirilmeyecekti.Herşey çok doğalmış gibi rol yapılacaktı.Misafir gidince şayet hala uzlaşma sağlanamadıysa, aradaki buzlar eritilemediyse küslüğe devam edilirdi.

3-Eğer birbirimizi çok kırıp ağlayacak konuma getirdiysek asla sesli ağlanılmayacaktı.Çünkü anne babamızdan biri gelip olay esnasında bize müdahale edebilirledi.Ağlatana kızılabilir ve cezalandırılabilirdi.Hatta başında bekleyip “sus, sessiz ağla, annem duyabilir, babam gelebilir” telkinleri verilirdi.Bu en çok ihlal edilen kuraldı.Çünkü o sinirle gelip annenin-babanın kızması beklenir.Kardeşim genelde sessiz ağlar hatta ben kolay sustururdum ama ben sesimi gittikçe daha yükseltirdim gelsinler ona kızsınlar diye.

Böyle daha bir sürü kuralımız vardı.Hatta kağıda bile dökmüştük, altınada imzalarımızı da atmıştıkHey gidi günler ne günlerdi.Şimdi geriye bu kurallardan sadece paylaşma yasası kaldı.Hâlâ çoğu getirene, azı diğerine düşer.Hayatımız boyunca espiri konusu olarak da kalmıştır.Ama ben bu kuralı bir şekilde gene sabote ederdim.Misal kardeşim getirdiği zaman çok düşerdi, bana verdiğini hızlı hızlı yerdim, onun elinde eğer kalmışsa duygu sömürüsü yapardım.”Bak sende var hâlâ kul hakkı geçmesin sonra öbür dünya da veremezsin hesabını “ diye söyler zorla da olsa almaya çalışırdım.Çocukluk işte.Şimdi de hızlı hızlı yiyip istiyorum gene ama bu sefer kardeşim uyanık olmaya başladı.

Abilerimle böyle kurallarımız olmadı, çünkü erkekler hep mızmız oluyor, hep kendi dedikleri olsun istiyorlar.Oyun oynasan kazanamasalardı, küserlerdi bir daha oynamam diye tehdit ederlerdi.Mecburen yenilirdim bende.Bir de onlarla kanun mu çıkartılır, hepsini ihlal ederlerdi.Ne varsa kızlarda var gibi beylik bir lafla bitirelim.

Ne olursa olsun insanların kardeşleri olması güzel, yoksa paylaşmayı çok zor öğreniyorsun.Abileri olmasıda güzel, abiler paylaşmıyorlar ama daha da güzelini yapıyorlar, daha fazlasını veriyorlar her zaman.

Kardeşime dip not:Pek sevgili kardeşim geçen akşam soyduğun ama bana vermediğin kestanelerin bir kısmını dayımın kızı gizli gizli bana getirdi ama sonra nereye sakladığımı unuttum ve kim yedi bilmiyorum.Sana yar olmayan bana da olmadı.Bu bir itirafnamedir.

posted by suveyda @ Permalink ¤9:58 AM  
10 Comments:
  • At 6:34 PM, Anonymous Anonymous said…

    :) her sey kural mı ya
    seni alan yandı valla
    madde madde sunarsın artık:)

    saka bi yana güzel kurallar bunlar. anılarla dolu bir geçmiş bırakmıstır bunlar size:)

    bizde eskiden bölee nasıl desem ders calısma masası vardı ama kağıdı koyduğun yer kapak olarak ta acılabiliyordu.

    neyse ben bunu kırdım.. tabii masa abimin üstünde sürekli calısırdı bende bir panik napıcam bu beni kesin keser ondan sonrada babam beni keser. en sonda anneme sığınırdım:) diye düşünürken
    birden fikir düşüncesi geldi aklıma:P

    bubi tuzağı yapmıstım

    öle bir ayarladım ki masayı ben sapasağlam gözüküyor ama üstüne biri abansa dirsekleiyle çöker:)

    kurban abimdi içrden odadan bir ses ben kostum içeri. abim ben bişi yapmadım diyuor

    ben abime

    abi babam seni vuracak masa diye seni koyacak oraya :))))) bide gülerek anlatıyom ne kötüymüşüm ben :P

    halen sölemedim...

     
  • At 8:03 AM, Anonymous Anonymous said…

    kardeşlik çok güzel bir duygu.
    bende kardeşlerime az çektirmedim.onları ağlatıp,kızdırınca sinsi sinsi gülerdim.nasıl bir zevkse artık...:) sadist,psikopat abla.
    tek çocuk değil en az 2 lazım her eve.Allah herkese versin inş.

     
  • At 9:32 AM, Blogger suveyda said…

    öyle olacak tabi kayhan ne sandın, hazır bile kurallar:)

    sende az değilmişsin ha.O tür numaralar çok çevirilir gerçekten.çocuk olmsakta şimdi başımıza gelse sanırım gene yaparız:)

    hem suçlu hem güçlü örneğine birebir olmuşsun.

    ...belki o zaman, o an bunları yaşamak çok kötüydü ama şimdi bunları hatorlamak ve anlatmak çok zevkli.insanın hayatında hoş anılar bölümünde çoktan yerini almış oluyor.
    abine anlatsana, geç gelen bir adalet düşünebilir senin için:)





    angel, aslında çocukken daha masumuz ama bu kadar fenalığı nasıl düşünebiliyoruz bizde anlamıyorum.ama şu var:yaptıklarımız anlık oluyor hep.kin gütmüyoruz, sürekli bir kötülük düşünmüyoruz.ve yaptıklarımızıda yaramazlık hanesine yazmamız gerekiyor.yoksa biz çocuktuk o zamanlar.kötülük düşünecek kadar büyümemiştik.amaçlarımız çok farklıydı.

    çocuk hakkındaki düşüncelerine katılıyorum kesinlikle birden fazla olmalı.

     
  • At 9:25 PM, Anonymous Anonymous said…

    Kayhanovic,
    Korku yalan dogururmus..

     
  • At 9:27 AM, Blogger suveyda said…

    anonymous,
    insan çocukken daha çok korkuyor oluyor.
    keşke şimdiki çocuklar da korksa da yalanları masa kırmak, kızmaktan öte olmasa.

    insanlar ölüyor şimdi ki yalanlarla.biz böyle yapmamıştık.

     
  • At 8:40 PM, Anonymous Anonymous said…

    s..a

    suu'cum çektirmişsin kardeşine:))

    ben de abimin korkulu rüyasıydım.kavga esnasında bana yaklaşınca sesimi hemen yükseltip suçsuzmuşum gibi davranırdım ve hep işe yarardı:) zaten o bana hep acırdı kıyamazdı ama ben tam tersi:)bi kaç kavgamız banyoda abimin küvete düşüp bi yerlerin yıkılmasıyla son buldu.fazla acımasızmışım galibi:)

    nee..

     
  • At 6:40 PM, Blogger tahin said…

    Abilerimle böyle kurallarımız olmadı, çünkü erkekler hep mızmız oluyor, hep kendi dedikleri olsun istiyorlar.Oyun oynasan kazanamasalardı, küserlerdi bir daha oynamam diye tehdit ederlerdi.Mecburen yenilirdim bende.Bir de onlarla kanun mu çıkartılır, hepsini ihlal ederlerdi.Ne varsa kızlarda var gibi beylik bir lafla bitirelim.


    :)))

    Erkekleri cozmussun:D

     
  • At 12:27 PM, Blogger suveyda said…

    nee,
    a.s nee cim.
    sende amma gaddarmışsın ha:)
    türk filmlerine taş çıkartırsın alimallah:)


    tahin,

    ee 26 senemizi boşuna geçirmedik dermişim.öğrendik bizde bişeyler.
    tabi bitmiyor öğrenmek, erkekleri anlamaya çalışmıyorum zaten, imkansızlarla uğraşmıyorum:)

     
  • At 7:22 PM, Anonymous Anonymous said…

    Küsmeyi de özledim, çocuklar gibi..

     
  • At 2:11 PM, Blogger CaDı said…

    Bizim de ablamla koyduğumuz kurallar olurdu, ama siz ablalar yok mu! Benim ki de beni kandırıp, kuralları kendi lehine göre işletirdi:))

     
Post a Comment
<< Home
 
 

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1