Wednesday, August 08, 2007
HAYIRLI BİR OLAY DAHA


Dost.
İçinin doldurulması zor bir kelime olsa gerek.
Yaşadığım hayat tecrübelerime göre öyle.
Kolay değil ya sevincini paylaşıp, üzüntüne ortak olmak.Kimi zaman gülmek, kimi zaman ağlamak.Ama sadece sen ağladığın için ağlamak, sadece sen güldüğün için gülmek.Sen olduğun için.Senin için.Kolay değil ya hangi an olursa olsun, elin telefona değdiğinde tereddütsüz arayacağını bilmek.Kolay değil ya yanında olduğunu , şüphesiz paylaşacaklarının olduğunu bilmek.Nereye, niçin gittiğini bile sorun etmeden, “benimle gelir misin” dediğin zaman o “evet” cevabını alabilmek.Bedeniyle yanında, kalbiyle kalbinde olduğunu bilmek.Dünyada artık zor bulunan şeylerden birine sahip olmak.

Bazen kötü anlar olur, gözün dolar, nefes alamaz, aldığını veremez olursun da boğazın düğüm düğüm olur ya hani.
Bir dost gelir, olmadı sen gidersin, gidebileceğin birinin olduğunu, olmadı gelebilecek birinin olduğunu bilirsin.
Hani ölmek üzere olan bir asker vardı ya, “geleceğini biliyordum “ der en yakın silah arkadaşına.Ölecekti belki, son nefesini verecekti ama yüzünde en son iz, bir tebessüm olacaktı.Öyle bir şey işte.Bilmek, emin olmak, güvenmek ve ötesinde sevmek, sevilmek.

Var öyle bir dostum.
Cancağızım.
Sırdaşım.
Paylaşımlarım.
Ağlaşmalarımız, gülüşmelerimiz.
Söyleşmelerimiz.
Ve bütün bunların toplamı ve eşittir, Hamidem, hemoşum.

Çok güzel bir anını yaşadık.Hayat pastasından ayrılan zaman diliminde hayırlı bir olayını paylaştık, sevinçle, gülerek ve yüzümüzde eskimeyen tebessümle.İnş bir ömür boyu sürecek olan nişan yüzüklerinin parmağında görmeye şahit olduk.Senin mutluluğuna bizleri şahit yazdığı için şükürler olsun Rabbime.

Hep mutlu olursun inş hemoşum, hep güzel anlar yaşarsın inş.
Sonunda nişanlandığını da gördük ya artık hiçbirşey şaşırtamaz bizi:)
İyi de biz senin gitme fikrine nasıl alışacaz, nasıl dayanacaz bunu hiç düşündün mü?: (
Bu nasıl ilginç bir olaydır ki bir taraftan senin için bu kadar sevinebilirken bir taraftan gözlerimiz dolabiliyor ve hüzünlenebiliyoruz.

Şimdi kim diyecek durup dururken “ben bu gece size geliyorum diye”, şimdi kim ısrar edecek illa bize gelin diye.Sen ne olur gel diye yalvaracaksın ben bin türlü mazeret bulacam, olmaz diyecem, sen gene yalvaracan, kızacan, küsecen, an geçmeden barışacaksın, içinde kinden nefretten eser barındırmayacaksın, yine güldürecen, yine gülecez.Kardeşimi benim aleyhimde kışkırtacan, beni kızdıracan, arabaya atlayıp gezecez, tozacaz, şarkı söyleyecez, ben gizliden seni çekip tehdit edecem, beraber eti cin, eti puf yiyecez, Mukadderin çayını içecez.Sen kal diyeceksin, ben gitmem lazım diyecem, yine kal diyeceksin, kalmayacam, gidecem.Çünkü orda olduğunu biliyorum, nasılsa hep orda olacaksın.

Ama şimdi?
Her şeyi son son yaşar gibi.
Son eti cinimizi, son halleyimizi yer gibiyiz.
Son planlarımız, son gitmelerimiz, son gezmelerimiz.
Bir daha nasılsa eskisi gibi olmayacak şeklinde yüreğimize saplanan o cümleler.
Yeter ki sen mutlu ol, iyi ol biz dayanırız senin yokluğunu da, olmamana da demek isterdim ama diyemiyorum nedense.
Biraz zor dayanacaz , biraz zor gelecek gitmen, biraz zor gelecek bizi bırakman.
Böyle tatsız, tuzsuz yemek yer gibi sofrada bir başımıza kalışımız gibi.

Bütün mutluklar seninle olsun şimdiden dostum, biz bunu da atlatırız, bununda üstesinden geliriz nasılsa.Nelerin üstesinden gelmedik ki? Ne günler yaşayıp atlatmadık mı?
Diyorum ya sen yeter ki mutlu ol, biz alışırız.
Diyorum ya sen mutlu ol ama biz nasıl alışacaz yokluğuna?
Hayır ve hüzün bir terazinin kefelerini bu kadar zorlarken parmağımı basıp hayırın, sevincin, mutluluğun ağır basmasını sağlıyorum kalbimle ve diliyorum yüreğimle.
Son kez diyorum ki , yeter ki başka ayrılıklar olmasın, başka türlü hüzünler olmasın, başka türlü acılar ayırmasın bizi.
Hani hep söylediğim bir söz var ya
“gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin”
Geliriz gideriz hep dost oluruz, dost kalırız.

Dostumsun, dostumuzsun, canımsın, canımızsın, gülme sebebimsin, gülme sebebimizsin, aradığımsın, aradığımızsın, her şeyin menfaate dönüştüğü zaman aralığında kıymetlimsin, kıymetlimizsin.

Süveyda , Selma, Fatoş, Ayşe, Zeynep evet biz Allah tamamına erdirsin diyoruz sana.
Hepimiz sana mutluluklar diliyoruz.
Hayırlı olsunlar diliyoruz.

Evet biliyorsun ama söylemekte fayda var diye düşünüyoruz.

SENİ ÇOK SEVİYORUZ.

Ağlamak yok bak, tamam biliyoz işte sende bizi seviyorsun, ne zaman çağıracan bizi, bi çağırmadın gitti, aşk olsun sana, ha bide ayakkabının altına bizim isimlerimizi yazmadıysan varya bittin sen, kendine yeni bir gezegen bul :))

Bide bide kardeşimden uzak dur, onun aklını çelme, mantığıyla uğraşma:)

Pasta nefisti.Fatoş sana keserken biraz cimrilik yaptı ama olsun o kadar, gelinler yemez, içmez, acıkmaz:)
Tatlı da bir harikaydı.Kaldı mı ki acaba hiç, sordum sadece, istediğimden değil:)

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤3:05 PM  
22 Comments:
  • At 3:56 PM, Blogger CaDı said…

    Ne güzel böyle haberler almak! Dostlardan sevdiklerinden ayrılmak çok koyar insana iyi bilirim, Allah tamamına erdirsin inşallah darısıda geride kalanlara:)

    Blogumda sorun nedir bilmiyorum, ben her istediğimde şakadanak giriyorum:) Ama template i değiştirdim belkim ondandır sorun. Deniycez bakalım, öptüümm fıstık;)

     
  • At 5:10 PM, Anonymous Anonymous said…

    Merhaba Suveyda
    Allah hayırlı etsin ve nişanlı çiftlere sağlıklı mutluluk dolu günler diliyorum
    Darısı ve de hayırlısı geride kalanlara İnşallah
    Kalın sağlıcakla

     
  • At 5:15 PM, Anonymous Anonymous said…

    Sorması ayıp mı olur ki?
    Yaş pastayı tanıdım da...
    Bu tatlıyı çıkaramadım ne tatlısı acaba?
    Neyse sorduk bir kere :-)
    Soranın bir yüzü...

     
  • At 5:30 PM, Blogger selma said…

    hemoşum bitanesi sana ömür boyu mutluluklar diliyorum.seni her zaman sevdik ve sevecez.ama sen gidersen en acı bana olur heralde.bana mantığını kullan kim diyecek beni ablama karşı kim savunacak ve en önemlisi kimden gidip rahat rahat alışveriş yapacam.sonra ablama sen almıyon bari alana engel olma diye kim diyecek.ama sen mutlu olda gerisinede katlanırız.ne yapalım başka çare yok.sevdin bi kere.ha bide o yüzükleri bende taktım parmağıma ama ayak parmağıma anca oldu.olsun parmaklarında kalbin kadar geniş ve güzel.sen herhalinle güzelsin.son yanlızız çaya çağırırsan ayok demeyiz.geliriz yeni evi ıslatmıyacakmıyız yani.öpüyorum seni hemoşum

     
  • At 9:22 PM, Blogger emircan said…

    Şahsınızda arkadaşınızın bu hayırlı işini tebrik ediyor rabbimden kendilerine saadet-i dareyn niyaz ediyorum.

     
  • At 11:51 PM, Blogger Kayhanoviç said…

    hayırlara vesile olsun,bu seni sevindirdiği kadar da birazda hüzünlendirmiş olsa gerek...

    süveyda artık zamanı geldi kaç kaç nereye kadar:) senin kurdelayıda burada görme dileğiyle...

     
  • At 11:28 PM, Blogger DARMADAGIN said…

    darısı basınıza mı desek acaba :)

     
  • At 1:12 PM, Anonymous Anonymous said…

    sevgili arkadaşına Allah bir ömür boyu mutluluklar nasip etsin inşaallah..

    MÜBAREK MİRAÇ KANDİLİ DE TÜM İSLAM ALEMİNE VE BUNUN İDRAKINDA OLAN TÜM İNANANLARA HAYIRLAR GETİRE!..BEREKETLER GETİRE!..VE TÜM SIKINTILARI ALIP GÖTÜRE!..

    SELATU SELAM VE DUALARLA İNŞAALLAH!..

    Ruz-i ceza

     
  • At 4:41 PM, Anonymous Anonymous said…

    canım arkadaşım o kadar güzel yazmışsınki yazını sana ne desem az kalır alacağın olsun kırk yıl düşünsem beni böyle duygulandıracağın vede ağlatacağın aklıma gelmezdi seni vurabilirdim işin kötüsü tam aşkımın gitti gün okudum gözlerim doldu o arada erkek kardeşim geldi aşkım için ağlıyom sandı belki onun gidişinin burukluğuda vardı odanmı acaba yazına yenik düştüm bunu bilmiyorum...

    ama sana çok teşekkür ediyorum...

    ve burdaki arkadaşların candan tebriklerinede teşekkür ediyorum rabbim herkeze en hayırlısını benim gibi mutlu olacağına emin olduğu imanlı gönlü güzel eş nasip etsin...

    heleki sana suveydam selmam...

    darısı bütün bekarların başına vede ablamın fatma ablamın ayşenin ve herkezin sevildiğini bilmek kadar güzel bi duygu yok bu yalan dünyada...

    tekrar teşekkürler herkeze...

     
  • At 4:43 PM, Anonymous Anonymous said…

    he unutmadan selmam sen suveydaya uyma tekrar söylüyorum mantığını kullan hani anlarsın ya :))))

     
  • At 12:35 AM, Blogger Bâd-ı Sabâ said…

    23:58 17.08.2007

    Word Press altyapısını kullanan web sitelerine Türkiye'den erişim sağlanamıyor.

    Şu siteyi tıklayın..

    http://anonymouse.org/anonwww.html

    Açılan sayfada URL adresi yazabileceğiniz bir boşluk göreceksiniz. Oraya "http://xxxxxx.wordpress.com/" şeklinde başlayarak ulaşmak istediğiniz web sayfasının adresini girin..

    ..sonra "Surf Anonymously" butonuna tıklayın.

    İşte bu kadar, sayfa karşınızda.

    * * *

    Bu iyi kötü demeden bütün Word Press bloglarını hedef alan bu sansürlemeyi kınıyorum; afallamış vaziyette, âdeta diyecek bir söz bulamıyorum.

    Ümit ederim ki yakın zamanda, mağra çağından kalma failleri bir an evvel bulunur.. ve biz de dünya'ya rezil rüsva olmaktan kurtuluruz.

     
  • At 4:30 PM, Anonymous Anonymous said…

    ....?

     
  • At 1:51 PM, Blogger Suat Saygın said…

    Suveyda,
    Nişanlı çifte mutluluklar diliyorum. (telgraf gibi oldu ama neyse:))

     
  • At 9:33 PM, Anonymous Anonymous said…

    Canım,seni sobeledim..katılmak istersen mutlu olurum...

     
  • At 11:07 PM, Blogger suveyda said…

    cadı,
    evet çok güzel böyle haberler cadıcım.ah bide sonunda ayrılık olmasa.
    varsın böyle ayrılıklar olsun.
    öp bakalım:)




    mehmet bey,
    merhaba.
    Allah razı olsun güzel dilekleriniz için.
    darısı, hayırlısı bizlere artık:)

    tatlı baklava mehmet bey.
    ama bildiğiniz baklava değil bu.tadı daha bi güzel diğerlerinden:)




    selma,
    selma bittiğin andır seninde.
    hemoş gitti mantık bitti:)





    emircan,
    teşekkür ederiz emircan bey.
    sağolun güzel dilekleriniz için...





    kayhan,
    sağol kayhan.
    inş diyelim, hatta nasip kısmet:)





    darmadağın,
    deyin bakalım hele:)





    ruz-i ceza,
    teşekkürler bu güzel dilek ve temennilerin için canım.
    çok incesin.






    hemoş,
    hemoşum yedin bitirdin beni:)
    Allah tamamına erdirsin inş.
    harika dost iyki varsın.






    kazım mızrak,
    evet ya nedir bu?
    bende ulaşamıyorum.
    teşekkürler bilgi için.




    anonymous,
    ...?
    ne için????





    suat bey,
    teşekkürler suat bey.
    olsun canınız sağolsun:)




    ecemsu,
    tamam canım.
    cevap verecem inş.
    sağol.

     
  • At 4:32 AM, Blogger Bâd-ı Sabâ said…

    "teşekkürler bilgi için."

    @
    . .. estağfirullah,

     
  • At 6:25 AM, Blogger Bâd-ı Sabâ said…

    "evet ya nedir bu?
    bende ulaşamıyorum."


    @

    Pardon.. .

    "nedir bu" derken, aslında ne denilmek istendiğini anlamıyorum.

    Bu yüzden (de) soruya cevap yazmadım.

    Konu hakkında az buçuk malumatınız vardır diye düşünüyorum, öyle ya; niye cevap yazayım ki, bu halde.

    Ya da, nedir bu hâl demeye getiriyorsunuz: bakın şu işe.. hakkaten yâ hû, nedir bu ?

    Sonunda, teşekkür edilmiş.

    Nihayetinde:

    Bir soru mu sorulmuş, yoksa bir ünlem (şaşkınlık) mi ifade edilmiştir.. .

    Her ikisi de, olabilir pekâlâ.

    * * *

    Tipik bir, iletişim kazası sendromu.

    Cevap bekleniyorsa, ve yazılmıyorsa: Kötü. Cevap beklenmiyor, ve ama cevap yazılıyorsa: Kötü.

    Birincisi, kaale alınmamışlık hissine. İkincisi, maydanoz olma hissine yol açabiliyor.

    Afferin Sana,
    Kâzım Mızrak


    * * *

    .:.: Dipnot :.:.

    "bende ulaşamıyorum." ifâdesinde kullanılan "de" bağlacı ayrı yazılır. Lütfen, imlâ hatası yapmayalım; yapanları uyaralım.

     
  • At 11:59 PM, Blogger suveyda said…

    kazım mızrak,
    ben tebessüm ettim, sizde edin.
    alemsiniz:)
    bazan yazmak kadar sıcağı, bazan ise yazmak kadar soğuğu yoktur diyesim geldi.

     
  • At 4:07 PM, Anonymous Anonymous said…

    "ben tebessüm ettim, sizde edin.
    alemsiniz"


    @

    (Ben de) tebessüm ederek yazdığımı hatırlıyorum, fakat inanın yüzümdeki ifade ekşi erik gibiydi biraz da :P hani.. bir düşünürün, karşılaşıp da çözmekte sorun yaşadığı bir problem vardı sanki karşımda. Öyle işte,

    Tamam, çevirelim sayfayı.

    * * *

    Ve ama..

    Şu eşi benzeri görülmemiş sözün ne anlama geldiğini anlamadım bu sefer de:

    "bazan yazmak kadar sıcağı, bazan ise yazmak kadar soğuğu yoktur"

    ..neyi anlamayıp, hangi değerli hazineden olduğumu anlamayı isterdim.

    Esen kalın 'ız..

     
  • At 9:10 PM, Blogger Bâd-ı Sabâ said…

    "bazan yazmak kadar sıcağı, bazan ise yazmak kadar soğuğu yoktur"

    @

    Anladım galiba.. zaman zaman, yazması zorlaşabiliyor. Bu düşüncenize katılıyorumdur.. genel olarak, hepimizin derdi; yaşama kavgası, yazmak konusunda bize muhalefet edebiliyor.

    Nihâyet,

     
  • At 10:30 PM, Blogger suveyda said…

    anlamanıza sevindim Kazım bey.

    fakat asıl anlatmak istediğim, yazıp yazamamak değil aslında.yazdıklarının iyi veya kötü anlaşılması.
    ne kadar duygularımızı katsakta bazan yazarken, bir bakıyorum ki aslında katamamışım.
    falan feşmekan işte.

    bişey anlatmaya çalışmıyorum aslında bu söylediklerimle.
    sadece böyle oluyor bazan demek istiyorum.
    sağlıcakla...

     
  • At 9:15 PM, Blogger Bâd-ı Sabâ said…

    "fakat asıl anlatmak istediğim, yazıp yazamamak değil aslında.yazdıklarının iyi veya kötü anlaşılması."

    @

    Ahh, şükürler olsun.. . Bu sayfayı kaç kez ziyaret ettim.. bir cevap bekliyordum. Nasıl düşündüğünüzü merak ediyor, öğrenmek istiyordum.

    Şimdi sizi daha iyi anladığımı düşünüyorum.. yazmak için fırsatınız olmadığını düşünerek avuntu duymuştum; şimdi ise sevindim.. .

    Bir kimse için önemsiz görülebilen bir ayrıntı, başkaları için önemli olabiliyor. Bu da öyle bişey.. .

    Diğer yönden.. bu yorumları buraya bıraktığım için kendime kızıyordum; muhatap alınmamak üzüyor beni, çünkü.

    Neyseki.. sonunda mesele ak pak oldu; ben sizi anladığıma kani oldum, huzur buldum.

    Word Press problemine gelince; bu konu ile ilgili kesin olarak bildiğim bir çözüm var.

    İbn-i Sina 'nın C Box a yazdığı iletiler ile anladığım kadarı ile siz bu çözümden bi habersiniz.

    İzlinizle.. bloğumda yazdığım bu çözüm yolunu buraya kopyalayayım:

    Ağ bağlantıları'ndan İntenet'e bağlandığınızın Ağ bağlantısını sağ tıklayıp özellikler ardından Genel Sekmesinde Internet erişim kuralları (TCP/IP) Özellikler Son olarak "Aşağıdaki DNS sunucu adreslerini kullan" tıklayıp verdiğimiz numaraları girin Bağlantınızı yenileyin (Yerel Ağ Bağlantısı ikonuna sağ tıklayıp, "Onar" derseniz de olur.)

    208.67.222.222
    208.67.220.220 (Bkz.)


    İptal etmek için, bahsi geçen ayarlar bölümünden; Otomatik seçeneğini seçmeniz yeterlidir. Ki, iptal etmek durumunda da değilsiniz. Open DNS çok bilindik bir hizmettir (miş).. .

    Bu sayede.. erişilemeyen Word Press sitelerine ulaşabilirsiniz.

    Yazımı.. dem vurduğunuz, düşüncelerin ifade edilemeyişi konusunu hatırlatıp noktalamak istiyorum.

    Ne kavgalar, ne kırgınlıklar yaşanıyor bu yüzden.. yine, sizinle olan tartışmamız aklıma geldi bakın.

    Tebessüm ediyorum efendim, izahat için teşekkürlerimle.. .

    * * *

    Ey iman edenler! Size bir fasık bir haber getirirse, bilmeyerek bir topluluğa zarar verip yaptığınıza pişman olmamak için o haberin doğruluğunu araştırın.

    Hucurât 6

     
Post a Comment
<< Home
 
 

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1