Friday, August 08, 2008
ZİRVEYE DOĞRU BİR KAÇ ADIM
İlk hedefimiz taş adam.Üst üste taşlar biriktirilerek yapılan bir şekil bu.Bir çeşit nişan, işaret.Yer belirleme vs.Böyle yakın göründüğüne bakmayın.Kaç tepe aşılıp geliniyor buraya.Sadece biraz yürümek amacıyla çıkılıp, amacından sapılıp uzayan bir yolculuktu bu.


Ve taş adam.Öyle tabir ediliyor.Burda iyi telefon çekiyor.Konuşmak isteyen buraya gelsin:)Muratın çekmedi kıracaktı az daha:)Biz konuştuk ama:)

Buda bizim yanımıza gelen dost canlısı bir keçi:) Çekirdeklerimizi yedi, keklerimizi yedi, cipslerimizi yedi, oldu olacak bizi de yeseydi bari.Yeme içme faslı güzeldi, lakin, sonra patlatılan torpiller keçimizi bayağı ürküttü.Yediği içtiği burnundan geldi:)



Yolculuk bitmedi devam ediyor...

Sayısını dahi hatırlamadığım tepelerden geçiyoruz, dağları aşıyoruz,

Bayırlardan çıkıyoruz, çok yorulunca yayılıyoruz sere serpe:)

Bulutlara dokunacakmış gibi, kuş olsak uçacakmışız gibi,bir hayal aleminde yaşar gibi.Yürüyoruz, sadece yürüyoruz bir bilinmeze.Güzel bir şey görmek hevesiyle, güzel bir şeye ulaşmak umuduyla.Yürüyoruz biz böyle...

Karlar üstünden geçiyoruz kimi zaman.Alıp yiyoruz arada.Kar topu oynuyoruz.Serinliyoruz, serinletiyoruz.Yazın ortasında kışı soluyoruz.Mevsim içinde mevsim yaşıyoruz.Evet yaşıyoruz.Yaşadığımızı hissediyoruz.

Aşağıdan bakınca inanın çok sinir bozucu.Her tepe aşımızda "aha geldik" deyip te, çıkınca "of ya gelmemişiz daha" yanılgısını yaşamak.En çok ben yakındım sanırım.Aynen şöyle: "bidaha gelmeyecem, nerden uydum size, yoruldummmmm, yeterrrr, durunnnn, gitmeyelimmmm, kusmam geldi yürümekten"
Az duruyorlar, iki dakka dinleniyorlar, sonra devam.Çin işkencesinden farksız.

Burdan çıkılır mı? Çıkılır diyenler, çıkılmaz diyenler.İndirin parmaklarınızı evet çıkılmaz.Ama biz çıktık.Ah amca affet beni.Sen demiştin ordan gitmeyin diye.Macera olsunmuş.Hay benim aklıma.Akılsız başın cezasını ayaklar çekermiş boşunamı demişler.Atalarını dinlemiyon bari amcanı dinle.

Burayı çıkınca bitecek sanmıştım.Ulaşmak istediğimiz yere geldiğimizi sanarak bir aldanış daha yaşamak.Ah ne kötü duygusun sen, yanılgı.

Bu sefer tamam galiba.Bu da olmasa geri dönecem.Yeter artık.Sanki çok dönebilirim , kimi kandırıyorum ben:) O sanırım bir kuş, çekerken farkında değildim.Bayılmak üzereyim ama fotoğraf çekmeyi de ihmal etmiyorum:)


Burda bir yol görüyor musunuz siz? Yol diyorum, yürünecek bir yer diyorum.İnsanların geçeceği birşeyden bahsediyorum.Ben göremiyorum.Ama birileri görüyor.Birileri:)


Bizden önce zirveye ulaşanlardan biri karşı tepede duruyor.O ne hızdı, o ne yürümekti.Onu çok önde gördükçe sinirlerim bozuluyordu, habire söyleniyordum:)


Tamam artık vardık zirveye.Önce üstten bir kaç görüntü.Allah'ım sana şükürler olsun.Çıktım ve yığıldım:)


Bulutlar üstümüze gelir gibi.Yer gök birbirine kavuşmuş gibi.Ne derler Artvin için "göğe komşu topraklar" :)



Çok soğuk.Esiyor.Şimdi bu sıcakta bu resimleri eklemek ayrı bir işkence tabi.Parmaklarım klavyeye yapıştı yapışacak.Bu ne tezattır böyle.



İşte bu.Bütün çabamız bu göle ulaşmak içindi.Değdi elbet.İki saat ordan kalkmadım.Kazısalar beni ordan gitmezdim:) Güzel ama demi?



Yemek yedik, taş yuvarladık.Bağırdık, çağırdık.Sayısız torpil attık.Silah attık:).Telefon açıp birilerini kıskandırdık, bazıları hemen kapattı dayanamadı, bazıları açmadı, bazıları kızdı bazılarını davet ettik gelmedi.O kendini biliyor.Resimlere bak, çatla şimdi :)



Bu benim poz meleğim kübram:) Yeterki fotoğraf de, anında moda girer:)Çok havalıdır çokkkk.



Bu bizim izcimiz büşra.İzci seçtik onu.O kadar gezdik bir kez olsun yoruldum dediğini duymadım.Benim elimi tutup götürüyordu, yokuşta çekiyordu.O kadar yorulmuştum ki, utanmıyordum artık :) Yalnız bir sorunu var büşramın, yükseklik korkusu var.Baksanıza nasıl durmuş:)


...güzel şeylere ulaşmak hiçbir zaman kolay olmadı, kolay da olmayacak.Çok zor olsa da ulaşılabilecekler, eğer istenirse, eğer arzu edilirse, eğer yola düşülürse, eğer engeller aşılırsa ve eğer vazgeçilmezse varılır elbet sonunda.Benim gibi sızlanılsa bile ulaşırsınız:)Varınca nasılsa herşeyi unutuyorsunuz diyecem ama daha unutmadım ben:)
Zordu ama güzeldi.
Güzeldi ama zordu.
Zorlu bir güzellikti velhasıl...

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤10:02 PM  
6 Comments:
  • At 2:51 PM, Blogger Gönül Pınarı said…

    Güzelliklere ulaşmak ne kadar zor görüyorsunuz. Yani her rahmet biraz zahmet gerektirir.
    Cennet ise, dünyadaki güzellikler ile kıyas edilemecek kadar güzeldir. Oradaki nimetler hayal etmeye bile insanın hayali kâfi gelmez. Onlara ulaşmanın da elbet bir bedeli olacaktır. "Cennet ucuz değil, cehennem de lüzumsuz değil." Ama Rabbimizin rahmeti o kadar büyük ki, bizden fazla bir ücret istemiyor. "Namazı kılan, büyük günahları terk eden kurtulur" müjdesi bize sonsuz bir ümit veriyor.
    Halbu ki, Suveyda'nın o güzel zirveye ulaşması için kim bilir kaç vakit namaz kılacak kadar efor sarf etmek gerekmiştir. Yani bir dağın zirvesine ulaşmak için insan ne kadar çaba sarfediyor, cennetteki zirvelere ulaşmak için ise, günde bir saate sığacak beş vakit namazı kılmak yetiyor.
    Gelin biz de ahiretteki zirvelere ulaşmak için biraz efor sarf edip namazlarımızı kılalım, günahlardan sakınalım. Bunlar o kadar da yorucu işler değildir.
    Yeter ki güzel bir niyetle bunları isteyelim.
    Daha güzel zirvelere daha az bir bedel ödeyerek çıkmaya ne dersiniz?

     
  • At 9:25 PM, Anonymous Anonymous said…

    Güzel ve O2' si bol bir gezi olmuş anlaşılan :D
    Zirvelerin en güzelini yakalamak dileğiyle
    Hoşçakalın

    selam ve dua ile...

     
  • At 8:00 PM, Anonymous Anonymous said…

    Bu kız eskiden de böyleydi hala böyle.Göz kirası denen bir hak var gözgü hanım:( Süveyda sen o doğada, o manzarada çocuklarınla,torunlarınla,torbalarınla yaşarken ben çoktan ölmüş olacam.Şehirleri değiş- tokuş etsek ? Hımm burdan da geçemem ki ,hımm ışınlanmayı bulup Artvin'i arşınlasak ya da hımm seni bizi kıskandıramayacağın bir şehire alsak,yok hepsi düşük ihtimal en iyisi elinden fotograf makineni almak.

    Lakin Büşra adına sizi kınıyorum.Güzelim nasıl ii arada bir derede kalmış.Yardan da geçmiyor serden de.Lakin yardan uçmak var işin içinde, söyle ona uzak dursun senden,kim dedi diye sorarsa internetten bir dost abla dersin : p

    Yazı ve resimlere ise muhteşem diyorumda başka birşey demiyorum.Lakin

     
  • At 12:43 PM, Blogger suveyda said…

    gönül pınarı,
    haklısınız gönül pınarı.
    güzelliklere ulaşmak her ne kadar zor olsa da kavuşmak bir o kadar keyifli.
    inş gerçek güzelliklere kavuşanlardan ve kavuşmak için engelleri aşanlardan oluruz.






    ref,
    güzelin yanına zahmetliyi eklesek daha bir güzel olacak ref:)
    oksijense ohooooo:)
    bu arada hoş geldin.
    merhaba.







    hüzün,
    hüzünnnnnnnnnnnnn
    hüzünnnnnnnnnnnnnnnnnnnnn
    hüzünümmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmmm
    süveydanın şaşkınlığı, şekil a:)
    sen neredesin diyecem burdayım diyeceksin, bu sanal alemde nerdesin demekte bir acayip oluyor.bir tık ötemdesin işte:)
    şehir değiştiremem, oraya gelmem, makinemi vermem, yerimi terketmem, ancak seni alabilirim buraya hüznüm.benim çocuklarım olana kadar sende ulaşırsın bir dağa sanırım:)
    büşraya iletecem.biliyorum tepkisi gülmek olacak internetteki bir abla:)

    hüznüm seni özledim.
    birazda arabesk katarsak olaya, burda senin için atan bir kalp var:)
    orda kal emi.

     
  • At 2:58 AM, Anonymous Anonymous said…

    Daha arabeskleştirerek olayı bana kalbin kadar temiz bu blogger penceresini açtığın için teşekkür ederim gözgüm.

    Benim de "gözgü,gözgü" diye atan bir kalbim var üstelik.İzlemede idim, dayanamadım yine indim sahaya :p bir tık ötedeyim yine.

    Hani diyorsun ya "gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin " çok şeyin olayım :)))

    -yoksa bu bir teklif mi ? :p

     
  • At 1:11 AM, Blogger suveyda said…

    arada at kendini böyle sahaya hüznüm.hani kendini atamıyon elinde çer çöp ne varsa onu at.senden bişey geldiğini ve seni bileyim.kafama atma ama dikkat et:)

    çay bahçesine gel orda görüşelim:)

     
Post a Comment
<< Home
 
 

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1