Gözyaşlarımız, Bedir’de secdeye kapanıp Sana yakaran kulun ve Resulün Muhammed’in gösyaşları kadar saf ve duru değil belki... Onun dediği gibi “Eğer şu mü’minler helâk olursa, yeryüzünde Sana ibadet eden kalmaz” gibi naz makamında kapını çalma cesaretimiz yok muhakkak...
Ama “Duanız olmasa Rabbim sizi ne yapsın” diyen de Sensin Rabbim...
Bize duayı öğreten Sensin. Rahman ve Rahim sıfatlarını Sen yazdın kalblerimize...
Umutları Sen yazdın. Ye’sten korunmayı Sen yazdın. “Dua edin, cevap vererim” diyen Sensin. “Vadinde hulfetmeyen” Sensin.. Hazineleri sonsuz olan Sensin...
Duamız var ve Senin kapında bu dualı halimize güveniyorum Rabbim...
Bize rahmetini yağdır, toprağımıza, insanımıza.. Aç rahmet kapılarını Rabbim. Bize hastalıksız kalbler ver.
Bize Seni sevecek yürekler ver.. Bize Senin sevdiklerini sevecek yürekler ver. Bize kulun ve Resulün Muhammed’in dualarında istediklerini ver.. Ona Uhud’u sevdirdiğin gibi bize de sevdir dağı, taşı, kuşu, çiçeği.. Çocuğu sevdir bize, kadını sevdir, mazlumu sevdir... Güzelliği sevdir bize.. Güzelliği idrak etmeyi lütfet. Mü’minleri sevdir geçmiş ve gelecekteki...
Mü’minlere karşı gönüllerimizde en küçük karışıklık, muğberiyet bırakma...
(Ahmet Taşgetiren)
CUMANIZ MÜBAREK OLSUN...
Labels: cuma |
Ey sevgili, En sevgili!...
Aşkımın tahtına oturan, naz makamının efendisi!...
Dünya insanının sana muhtaç anları, nisan sabahlarıydı.
Olmadığın iklimlerin yağmurları bulanıktı.
Ötelerden bir rahmet düşmüyor, gönül yamaçları baharı bilmiyordu. Kainata teşrifinle gönüller cennet yamaçlarının rengini aldı.
Ve hayat çeşmesinin ufukları damla damla görünmeye başladı.
Ne büyük şerefti seni bilmek!...
Seni bize bildiren Rabb'e şükürler olsun...
Cumanız Mübarek olsun...