Tuesday, January 06, 2009
HALET-İ RUHİYE

“Günün birinde altın bir topu olan güzel bir prenses vardı.O yedi kız kardeşi ve kral olan babasıyla bir sarayda yaşardı.O her gün sarayın bahçesinde top ile oynardı.Bahçenin sonunda karanlık ve derin bir göl vardı.Hava ısındığı zaman prenses gölün etrafında oynamayı severdi.Malesef o bir gün altın topunu suya düşürdü.O çok mutsuzdu ve çimenlerin üzerine oturdu ağlamaya başladı.”


Eski defterlerimin arasında buldum bu hikayenin yazıldığı küçük bir kağıdı.Çocuklardan biri yazmış olmalı, bende saklamışım.İlk defa bir hikayenin sonunu merak etmiyorum.Prenses orada oturup hep ağlasın.

Labels:

posted by suveyda @ Permalink ¤2:58 PM  
0 Comments:
Post a Comment
<< Home
 
 

about me
gelirsin gidersin dostumsun, gelmezsin gitmezsin neyimsin
Udah Lewat
Archives
Dua
Allah’ım, Sana tutunuyorum, Kimsenin yere atmasına izin verme beni. (Sadi)
Martı

“Yaşamak için ne çok sebep var,” diye düşünüyor uçmanın anlamına vardıkça. Kabiliyetlerinin sınırlarını aşmak, onu yaşatan en büyük sebep. Onun için balıkçı teknelerinin etrafında o rutin, sıkıcı dönüp dolaşmadan başka sebepler de var yaşamak için. Cehaletimizi kırabiliriz. Becerilerimizi, yeteneklerimizi ve zekâmızı kullanarak kendimizi bulabilir, kendimiz olabiliriz. En önemlisi hür olabiliriz!

Böyledir

Başkasını kıran, inciten bir insanın kendisi de bundan mutlaka yara alır.Kötülüğün oku mutlaka geri döner

Budur

Ne gökte, ne denizde, ne dağların içinde, ne de ormanların kuytu bir köşesinde, hiçbir yer yoktur ki, insan yaptığı fenalıktan, karşılığını görmeden, kurtulup sıyrılabilsin

Arkadaşlar
Designed-By

Visit Me Klik It
Credite
15n41n1