Onu da yosun sarar Aslında yalnızlık göreceli bir kavramdır. Birisi gece vakti gözünü semaya diker, yıldızları seyrederken, içini bir hüzün kaplar. Mutluluğun kendisine yıldızlar kadar uzak olduğunu düşünür. Her bir yıldızın tek başına, garip bir şekilde sonsuz uzay boşluğunda hüzünle dolaştıklarını hayal eder. Uzayın sonsuz genişliği, gecenin karanlığı, yıldızların yalnızlığı, kendi ruhunu da karartır. Kalbindeki hüzün yer ile gök arasını kaplayacak kadar genişler “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar/Yer yüzünde sizin kadar yalnızım” diyerek yıldızlarla birlikte gözyaşı döker.
Bir başkası ise sayısız yıldızların ışıl ışıl hareketlerini seyrederken onların mutluluğunu kendi ruhunda hisseder. Yıldızların yalnız olmadıklarını, birbirlerine yabancı değil, dost olduklarını görür. Aynı galakside kümelenen yıldızların, kapı bir komşu olduklarını, beraber sohbet ederek Cenâb-ı Hakk’ın haşmetini dile getirip birlikte zikrettiklerini, bu ibadet ve muhabbet ortamından sonsuz bir zevk aldıklarını düşünür. Keder ve hüzünlerini yıldızların mutluluğu ile giderir. Konuşma ihtiyacı hissettiğinde, topraktan başını çıkarmış ve kendisini selâmlamakta olan bir çiçekle konuşur. Ona “Maşaallah, ne güzel yaratılmışsın, ne hoş bir kokun, ne güzel renklerin var” diye seslenir. Kalbinin kulağını açar ve dinlerse, çiçeğin de ona “Evet beni Rabbim güzel yarattı, ben de O’nun cemâlinin cilvesini yeryüzünde teşhir ediyor, her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederek tesbih ediyorum” dediğini işitecektir.
Hayattan dehşet yerine lezzet almak, hüzün yerine mutlulukla dolmak istiyorsak, kendimizi yalnızlıktan kurtaralım. Bunun için de önce kendimizle, sonra çevremizle tanışıp dost olalım. Mutluluklarımızı da, kederlerimizi de dostlarımızla paylaşalım.
Yunus Emre’nin dediği gibi, “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım.”
gönül pınarı, güzel bakan, güzel görür diyoruz o halde. İnş hep güzel bakanlardan oluruz, güzel görmek için. yalnızlığa bazan kendimizi hapsediyoruz galiba. ne güzel anlatmışsınız. Şu daha bir güzel. taşın kalbi yok ama, onuda yosun sarar.
debra, bizim okuduklarımız karşısında ne hissettiğimiz daha önemli değil mi debra? En azından duygularımızdan eminiz.Ve şüpheli değil.Sahte değil, gerçek. Her zaman değil ama bazan böylemi bakmalı ne.
Madem Rahîm bir Hâlıkımız var; bizim için gurbet
ReplyDeleteolamaz. Madem O var; bizim için herşey var.”
(Bediüzzaman)
Yalnızlık ömre zarar
Her canlı bir eş arar
Taşın kalbi yok ama
Onu da yosun sarar
Aslında yalnızlık göreceli bir kavramdır. Birisi gece vakti gözünü semaya diker, yıldızları seyrederken, içini bir hüzün kaplar. Mutluluğun kendisine yıldızlar kadar uzak olduğunu düşünür. Her bir yıldızın tek başına, garip bir şekilde sonsuz uzay boşluğunda hüzünle dolaştıklarını hayal eder. Uzayın sonsuz genişliği, gecenin karanlığı, yıldızların yalnızlığı, kendi ruhunu da karartır. Kalbindeki hüzün yer ile gök arasını kaplayacak kadar genişler “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar/Yer yüzünde sizin kadar yalnızım” diyerek yıldızlarla birlikte gözyaşı döker.
Bir başkası ise sayısız yıldızların ışıl ışıl hareketlerini seyrederken onların mutluluğunu kendi ruhunda hisseder. Yıldızların yalnız olmadıklarını, birbirlerine yabancı değil, dost olduklarını görür. Aynı galakside kümelenen yıldızların, kapı bir komşu olduklarını, beraber sohbet ederek Cenâb-ı Hakk’ın haşmetini dile getirip birlikte zikrettiklerini, bu ibadet ve muhabbet ortamından sonsuz bir zevk aldıklarını düşünür. Keder ve hüzünlerini yıldızların mutluluğu ile giderir.
Konuşma ihtiyacı hissettiğinde, topraktan başını çıkarmış ve kendisini selâmlamakta olan bir çiçekle konuşur. Ona “Maşaallah, ne güzel yaratılmışsın, ne hoş bir kokun, ne güzel renklerin var” diye seslenir. Kalbinin kulağını açar ve dinlerse, çiçeğin de ona “Evet beni Rabbim güzel yarattı, ben de O’nun cemâlinin cilvesini yeryüzünde teşhir ediyor, her türlü noksan sıfatlardan tenzih ederek tesbih ediyorum” dediğini işitecektir.
Hayattan dehşet yerine lezzet almak, hüzün yerine mutlulukla dolmak istiyorsak, kendimizi yalnızlıktan kurtaralım. Bunun için de önce kendimizle, sonra çevremizle tanışıp dost olalım. Mutluluklarımızı da, kederlerimizi de dostlarımızla paylaşalım.
Yunus Emre’nin dediği gibi, “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım.”
Eskiden severdim bu adamın yazdıklarını. Şimdi çok sahte geliyor.
ReplyDeleteAma bence. Değildir belki. Değildir sahte. Bilinmez ki..
gönül pınarı,
ReplyDeletegüzel bakan, güzel görür diyoruz o halde.
İnş hep güzel bakanlardan oluruz, güzel görmek için.
yalnızlığa bazan kendimizi hapsediyoruz galiba.
ne güzel anlatmışsınız.
Şu daha bir güzel. taşın kalbi yok ama, onuda yosun sarar.
debra,
bizim okuduklarımız karşısında ne hissettiğimiz daha önemli değil mi debra?
En azından duygularımızdan eminiz.Ve şüpheli değil.Sahte değil, gerçek.
Her zaman değil ama bazan böylemi bakmalı ne.
Peki.
ReplyDelete